Bırakıp gidenler hüsran yaşadı [Haber-İnceleme: Efe Yiğit]

Galatasaray’ın, Karabükspor’la sözleşmesi devam eden Igor Tudor’u tazminatını ödeyip takımın başına getirmesi tartışılmaya devam edecek gözüküyor. Parayı verenin düdüğü çaldığı futbol dünyasında Tudor benzeri çok örnekler var. İlginç olan, çalıştırdığı takımı yüzüstü bırakıp gidenler, yeni takımında da hep hüsran yaşadı.

Andre Villas-Boas: 2011’de FC Porto’yu ligde UEFA Avrupa Ligi’nde zirveye çıkartan Villas-Boas, Avrupa kupası kaldıran en genç teknik adam olarak tarihe geçip, hakkında ‘yeni Mourinho’ yorumları yapılıyordu. Genç yaşında yakaladığı başarılarla ayakları yerden kesilen Andre Villas-Boas, FC Porto ile sözleşmesi devam etmesine karşılık Chelsea’yi tercih edince Roman Abromovich Portekizli teknik adam için 15 milyon Euro bonservis ödemeyi seve seve kabul etti. Chelsea taraftarı ‘yeni Mourinho’ ile M. United’ın son yıllardaki hegemonyasına son vereceği günleri bekleyedursun, Villas-Boas Porto günlerini mumla aratan bir performans gösterdi. Villas-Boas’ın Chelsea performansı, son yılların en kötülerindendi. Genç teknik adam 40 resmi maçta 18 galibiyet, 12 beraberlik ve 10 yenilgi alınca görevine son verildi.

Michael Skibbe: Stajını Borussia Dortmund ve Almanya milli takımında yardımcı antrenör olarak yapan Michael Skibbe’nin 2008-09 sezonunda durağı Galatasaray oldu. 37 maç sonunda beklentilere cevap veremeyen Skibbe sezon bitmeden Sarı-Kırmızılı takımdan gönderildi. E. Frankfurt macerasından sonra yolu tekrar 2011 yılında Türkiye’ye düşerken, bu kez takımın adı Eskişehirspor oluyordu. Galatasaray günleri dikkate alındığında başarı için şans tanınmayan Skibbe herkesi yanıltan bir saha kenarı başarısı gösterdi. Eskişehirspor devreyi 30 puanla 4. sırada bitirirken, başarının mimarı Skibbe, Hertha Berlin’den gelen teklife ‘evet’ diyerek Türkiye günlerine son noktayı koydu. Büyük ümitlerle Hertha Berlin’e gelen Skibbe, 5 maçın sonunda alınan 5 mağlubiyet sonunda kovuldu, böylelikle Eskişehirspor’un ‘ahı’ karşılıksız kalmadı.

Rafael Benitez: La Liga’da Valencia’yı 2002 ve 2004’te zirveye taşıyan Rafael Benitez, başarısını 2004’te UEFA Kupası ile taçlandırmıştı. Artık İspanya’nın en popüler teknik adamıydı. Haziran 2004’te Valencia’yı bırakıp Liverpool’un başına geçen Benitez’den beklenen, eski devi Premier Lig’in zirvesine çıkartmasıydı. Liverpool, İstanbul’daki unutulmaz Şampiyonlar Ligi finalinde Milan’ı geçip kupaya uzanırken (2005), Benitez için bitmeyecek bir kredi açılıyordu. Ancak ligde bir türlü şampiyonluk gelmiyordu. 2009’daki ikincilik bile, son şampiyonluğu 1989’de yaşamış taraftarı tatmin etmiyordu. 2009-10 sezonunda ligi 7. sırada bitirilince, kovulmanın değişik bir ifadesi olan ‘karşılıklı anlayış’ ile sözleşme feshedildi. Liverpool, yılları hayal kırıklığı olarak tarihteki yerini aldı.

Juande Ramos: Sevilla ile 2006 ve 2007’de 2 yıl üst üste UEFA Kupası’nı kazanan Juande Ramos, tıpkı Benitez gibi Premier Lig uğruna takımını yarı yolda bırakmıştı. Sevilla’yı bırakıp Eylül 2007’de Tottenham ile anlaşan Ramos, sezon sonunda kovulmaktan kurtulamadı. Ramos, R.Madrid’in Bernd Schuster’i kovmasıyla 9 Aralık 2008’de İspanyol devinde göreve başladı. “17 maçta alınacak 51 puanın 49’unu alarak sezon sonu şampiyon olacağız” diyen Ramos, Bernabeu’da Barcelona’ya 6-2’lik tarihî bir skorla yenilerek hayal kırıklığı yaşatıp kovuldu. Eylül 2009’da CSKA Moskova’dan 47 gün sonra görevine son verildi.

Sven Göran Eriksson: Benfica, Roma ve Sampdoria’da kazandığı başarılardan sonra Lazio’yu 1999’da Avrupa Kupa Galipleri Kupası’na ve 2000’de Serie A şampiyonluğuna taşıyan Isveçli Sven Göran Eriksson’un Lazio ile kontratı devam etmesine karşılık İngiltere Milli Takımı’yla anlaşması tartışmalara yol açtı. Lazio ile sözleşmesi Haziran 2001’de bitecek olmasına karşılık, baskılara boyun eğerek ocak ayında görevinden ayrıldı. İngiltere milli takımını çalıştıran ‘ilk yabancı’ teknik adam olan Eriksson, milli takımda istediği başarıyı bir türlü yakalayamadı. Euro 2004 ve Dünya Kupası 2006’da istenilen başarıya hasret kalınca görevinden istifa etti.

John Benjamin Toshack: Renkli kişiliğiyle Beşiktaş taraftarının gönlünde taht kuran John Benjamin Toshack, Şubat 1999’da Hiddink’in Real Madrid’den kovulmasıyla Siyah-Beyazlı takımı yarı yolda bırakıp İspanya’nın yolunu tuttu. 1989-90 sezonunda Real Madrid’i La Liga şampiyonluğuna taşıyan Toshack’ın ikinci gelişi mazisini aratınca 37 maç sonunda kovuldu.

Rıza Çalımbay: Futbol kariyeri boyunca sadece Beşiktaş forması giyen ‘Atom Karınca’ lakaplı Rıza Çalımbay’ın teknik adam olduğunda gönlünde yatan takım elbette Beşiktaş’tı. Göztepe, Denizlispor ve Ç.Rizespor’u çalıştıran Çalımbay’ın reddedemediği teklif Vicente Del Bosque’nin kovulmasıyla geldi. 27 Ocak 2005’te Çaykur Rizespor’u bırakıp Beşiktaş’ın başına geçen Rıza Çalımbay, 17 Ekim 2005 tarihine kadar takımda görev yapabildi. Beşiktaş, Rıza Çalımbay döneminde 30 resmi maçın 18’inden galibiyetle ayrıldı, 7’sinde berabere kaldı, 5 maçta da mağlubiyet aldı. 264 günlük Çalımbay döneminde Siyah-Beyazlılar 50 gol atıp, kalesinde 28 gol gördü. Beşiktaş defterini kapatan Çalımbay yeniden Anadolu’nun yolunu tuttu.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin