Bir isimsiz kahraman: Ümmü Umare

YORUM | M. NEDİM HAZAR

Tarih, nedense daha ziyade erkeklerin tarihi. Tarihçiler arasında da kadına pek rastlanmaz maalesef. Özellikle İslam tarihi bu açıdan en bahtsızlar sınıfındadır. Halbu ki, bu azizlerden aziz olan dava, erkeklerden daha ziyade belki kadınların omzunda yükselmiş, neşv ü nema bulmuştur.

Bugün sizlere bunlardan bir kahramanı hatırlatmak isterim.

Bedir Kuyuları’nda aldıkları ağır yenilgiyi bir türlü hazmedemeyen müşrikler, bundan bir yıl sonra Uhud’da intikam için toplanmış ve çetin bir çarpışma başlamıştı. Bilirsiniz, Okçular Tepesi ve Allah Resulü ’nün (ASM) sözünün dinlenmemesi… Anlık bir bozgun yaşandığı anda, müşrik kılıçları peygambere daha da yaklaştı. Fahr-i Kainat’ın (ASM) çadırı ve etrafı ok, mızrak ve taş yağmuruna tutuluyordu. Kafirler şunu çok iyi biliyorlardı; eğer Müslümanları yenmek istiyorsan Hz. Muhammed’i (SAV) yok etmelisin!

Hz. Peygamber’i koruyan halka giderek inceliyor, kopma noktasına geliyordu. Efendiler Efendisi’nin (SAV) mübarek kanını dökecek kadar büyümüştü tehlike. Tam bu esnada Habibullah (SAV) yarılan hattı ve oradan yüklenen gözü dönmüş müşrikleri gördü gördü ve bağırdı; “Burayı kim tutacak?”

Bir kadın belirdi aniden. Bir elinde su kırbası, diğerinde sargı çaputlarıyla sağa sola koşuyor, Müslüman yaralıların pansumanıyla ilgileniyor, su veriyordu. İsmi Nesibe (RA) idi; Nesibe Binti Kaab… Peygamberin çağrısını duyduğu an elinde ne varsa yere attı ve bağırdı: “Ben varım ya Resulallah!”

Ümmü Umare Lakaplı bu yiğit kadının hikayesi, tek başına sezonluk dizi olabilecek çap ve derinliktedir.

Malum, İslam’ın ilk yıllarında Medine’den Müslüman olanların sayısı hayli kısıtlıydı. Akabe biadının üçüncü grubundaki iki kadından biriydi Hz. Nesibe (RA). Ailece İslam ile şereflenen kutlu insanlardandır. Kocası Hz. Abdullah B. Zeyd Uhud şehidlerindendir. Aynı savaşa eşi ve iki oğluyla katılmıştır Ümmü Umare. Kendisi de oğulları da yaralandılar Uhud’da. Gösterdiği feragat ve kahramanlık Resulallah’ın çok hoşuna gitmiş, hissiyatına dokunmuş ve o tarihten vefat ettiği zamana kadar, her savaş dönüşünde Allah Resulü, ‘Ümmü Umare de döndü mü?” diye kontrol etmeden hane-i saadetlerine teşrif etmemişlerdir.

Uhud’da Hazreti Peygamber’in (SAV) mübarek bedeninin önüne atılan Hz. Nesibe (RA), Hudeybiye’de de yanındaydı. Hayber’de, Huneyn’de ve Yemame’de. Tesettür ayeti inince biraz geri çekilmişti ama iki oğlundan bir olan Habib sahte peygamber Müseylemetül Kezzab’ın elinde esirdi.

50 yaşını geçmişti Hazreti Nesibe annemiz. Resulallah vefat etmişti, üzgündü ve yorgundu. Buna rağmen kılıcını kuşandı ve tüm ‘Siz Hz. Peygamberin bize emanetisiniz, lütfen savaşa katılmayın’ ısrarlarına rağmen katılmıştı Yemame’ye. Diğer oğlu Abdullah ile beraber çarpışacaktı.

Yalancı Müseyleme, Habib’e (RA) işkencelerin en akıl almazını yapıyordu. Mübarek vücudundan parça parça et kopartıyor ve tek şey istiyordu; Hz. Muhammed’i inkar edip, kendisinin peygamber olduğunun kabul edilmesi… ‘Hayır’ diyordu, Habib tüm nefesiyle ‘Hayır!” Müseyleme sinirlendikçe vücudundan kopardığı parçaları artırdı ve feci halde ruhunu Rahmana teslim etti Habib. (RA) Savaş başlamadan şehid olmuştu.

Yemame cengi en çetin savaşlardan biridir. Hz. Halid (RA) büyük zeka ve strateji dehalığı göstererek Müseyleme’nin ordusunu dağıtırken, sahte peygamber atına binip kaçmaya kalkıştığın Hz. Nesibe ardından bağırıyordu; ‘Kaçıyor, yalancı kaçıyor!’

Yine yaralanmıştı bu cesur kadın, yine umursamıyordu yarasını, oğlunun derdini de bırakmış, peygamber düşmanının peşine düşmüştü. İlk darbeyi oğlu Abdullah vurdu sahte peygambere. Ardından Hz. Vahşi (RA), o meşhur mızrağını fırlattı ve kasığından indirdi Müseyleme’yi. Arkalarına döndüklerinde Ümmü Umare’nin şükür secdesi yaptığını gördüler.

Bizzat Hazreti Ömer (RA) rivayet ediyor: Efendimiz’in (SAV) şöyle buyurduğunu işittim: “Uhud günü sağıma ve soluma baktığımda, hep Ümmü Umâre’yi beni korumak için savaşırken görüyordum.” Kainatın Efendisi (ASM) ise şöyle buyuruyor; “Ey Ümmü Umâre, sendeki bu cesaret ve metanet kimde var?” Hz. Nesibe ile ilgili tasvirlerden en güzeli şöyledir: “Bütün hayatı, şeref tablolarıyla âdetâ bir danteladır…”

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin