Bir devir bitti; Erdoğan 25 yıl önce parladığı yerde söndü

Melih Gökçek ve Recep Tayyip Erdoğan, 1994 seçimlerinde Ankara ve İstanbul'un başına geçmişti.

HABER-İNCELEME| TURGUT EFE KARA

31 Mart yerel seçiminde oy kullanılan sandıkların neredeyse tamamı açıldı. Resmi olmayan yüzde 99’luk sandık sonuçlarına göre Ankara ve İstanbul’da Millet İttifakı’nın CHP adayları Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu kazandı.

Bu, her iki ilde de çeyrek asırlık bir dönemin sonu anlamına geliyor. Ankara ve İstanbul, 25 yıl önce CHP tarafından yönetilirken 1994 yerel seçimlerinde sürpriz bir sonuçla İslamcı siyaset anlayışını benimseyen Refah Partisi’ne (RP) geçmişti. Ankara’da Melih Gökçek, İstanbul’da Recep Tayyip Erdoğan göreve geldiği andan itibaren başarılı dönemler geçirdi.

Erdoğan, okuduğu bir şiir sebebiyle 1999 yılında 4 ay süren bir hapis hayatı yaşadı. Ardından bir grup arkadaşıyla RP’den ayrılıp AKP’yi kurdu ve 2002’de girdiği ilk seçimde tek başına iktidar oldu. Erdoğan 2014 yılına kadar sürdürdüğü başbakanlık görevinin ardından cumhurbaşkanlığı makamına seçildi. 5 yıldır bu görevi yürütüyor.

İstanbul ve Ankara ile hep yakından ilgilendi

Melih Gökçek de AKP’nin kurulmasından sonra RP’den ayrılarak AKP’ye katıldı ve 2017 yılına kadar Ankara’yı yönetti. Gökçek’in 2014’teki belediye seçimini şaibe ile kazandığı iddia edilse de rakibi Mansur Yavaş hukuki bir sonuç elde edemedi. 2017’de ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın isteği ile görevi bırakmak zorunda kaldı.

Erdoğan, hem başbakanlık, hem de cumhurbaşkanlığı döneminde İstanbul ve Ankara ile hep yakından ilgilendi. Özellikle siyaset sahnesinde parladığı yer olan İstanbul’un her türlü imar ve hizmette kendisini gösterdi. Perde arkasında kalmaya bile ihtiyaç duymadan, büyük rant getiren projeleri doğrudan yönetti. Gökçek’i istifaya zorlamasının ardından, ‘abi’ diye hitap ettiği Kadir Topbaş’ın da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı bırakmasını sağladı.

Erdoğan, 31 Mart seçimlerine de büyük önem verdi. Çünkü Ankara ve özellikle İstanbul’u kaybetmenin ne anlama geldiğini biliyordu. “İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır” formülü tersten de geçerliydi.

‘Kara propaganda’ yöntemleri işe yaramadı

Milliyetçi siyaseti öne çıkarıp MHP ile ortaklık kurdu. İstanbul’da Meclis başkanlığı, başbakanlık yapmış Binali Yıldırım’ı, Ankara’da ise eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’yi aday gösterdi. Özhaseki’nin Kayseri’den büyükşehir yönetme tecrübesi de vardı.

Bununla yetinmeyen Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturmasına rağmen AKP Genel Başkanı şapkasını giyerek sahaya çıktı. Gösterdiği adaylardan daha çok çalıştı. Muhalefet partileri ve adayları aleyhine ‘kara propaganda’ yöntemlerine başvurdu. Onların ‘terör örgütleri ile ortaklık yaptığını’ savundu, haklarında ‘dosyalar’ olduğunu iddia etti. Hemen her gün iktidarın güdümündeki ‘havuz medyası’nda program yaptı. İstanbul’da son gün 7-8 miting birden düzenledi.

Ancak bütün bunlar, Erdoğan ve AKP adaylarının kazanmasına yetmedi. Daha önce Ankara ve İstanbul’da ilçe belediyesi yönetmiş olan Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu seçimin galibi oldu. Erdoğan siyaset sahnesinde ayağa kalktığı yerde yıkıldı, yerelden gelen isimlere mağlup oldu. Böylece iki büyük ilde 25 yıldır devam eden ‘Erdoğan yönetimi’ son buldu.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin