Basın İlan Kurumu ve tiraj oyunları [MEHMET YILDIZ]

Resmi Gazete’de dün ilginç bir haber vardı. Konu süreli yayınlar yönetmeliği. Buna göre Basın İlan Kurumu, “Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar” ve/veya “Terörle Mücadele Kanunu”na muhalefelet edildiği iddiasıyla ceza davası açılan süreli yayınların resmi ilan ve reklam yayınlama hakkını dava sonuçlanıncaya kadar durduracakmış. Bu aynı zamanda şu anlama geliyor. Bir basın kuruluşunda çalışan bir gazeteciye böyle bir dava açılsa ve o gazeteci kovulmazsa basın ilanları kesilecek.

Gazeteciler sendikası bu değişikliğe “Gazete patronlarına ‘bu muhabiri işten at yoksa resmi ilanı keserim’ tehdidi yasalara aykırıdır. Devletin kaynaklarının tek bir kesime aktarılması medyayı güçlendirmeyecek, basın özgürlüğünü tamamen ortadan kaldıracaktır” diyerek itiraz etti.

BASIN İLAN KURUMU’NUN UTANÇ VERİCİ HİKAYESİ

İyi de zaten Basın İlan Kurumu uzun zamandır bu şekilde bir fonksiyon icra ediyordu. Yandaş gazeteler devlet imkanlarıyla doldurulan ilan havuzundan kana kana içiyor, az biraz muhalif olanlar bundan mahrum bırakılıyordu. Bu yüzden AKP döneminde sadece resmi ilan almak için ulusal veya yerel yüzlerce gazete kurulmuş, aslında baskı bile yapmadığı halde milletin vergilerinden toplanan milyonlarca lira hortumlamıştır.

***

İflah olmaz bir Erdoğan hayranı Hakan Albayrak’ın kısa süren Müstakil Gazete macerası esnasında ortaya saçılan -herkesin bildiği- sırlardan bir tanesi de havuz medyasının tirajlarıydı.

MÜTHİŞ İTİRAFLAR

Kendi kurduğu Diriliş Postası’ndan Erdoğan’ı eleştirdiği için karga tulumba gönderilen Albayrak kısa süre sonra Müstakil Gazeteyi çıkardı. Ancak onun ömrü de çok uzun olmadı. İlan almak için çaldığı kapıların yüzüne kapandığını gören Albayrak’ın gazetesi konuyu iyi özetlemişti:

Gazetelerin yayınlanan tiraj rakamları gerçek değil mesela. Hem de öyle gerçek değil ki, tirajı 10 sandığınız gazeteler 1 satıyor gerçekte. Tirajı 50 sandığınız gazeteler de 1 satıyor. Hatta tirajı 100 sandığınız gazeteler de. Nasıl oluyor diye sormayın. Bir ‘medya kitabı’ var. Ve bu kitaba işlerin uydurulması çok kolay.

Neden bayide 1000 satan bir gazetenin tirajı 10 bin olarak gösterilir? Çok basit. Çünkü devletimiz basın yayın organlarının ‘değerini’ onların tirajlarıyla ölçüyor. Tirajın hangi seviyedeyse o seviyede ilan desteği veriyor sana. Tirajın lafı mı olur? Bir rakam değil mi altı üstü. Tirajın, o malum medya kitabına uydurulması işten bile değil.

Sırf devletin gazetelere verdiği bu desteği almak için kurulan sayısız gazete var. Sayısız. Tiraj raporlarına bakın. Elli bin sattığını söyleyen ve sizin henüz adını duymadığınız ne çok gazete vardır. 20 bin gazete bayisinin olduğu bir ülkede 20 binin üzerinde gazete sattığını söyleyen herkese şüpheyle yaklaşabilirsiniz. Tam bir dostlar alışverişte görsün ortamı.

***

Bir ara iktidara yakınlığıyla bilinen @Baskentcii adlı hesaptan, havuz medyası gazetelerinin tirajlarıyla ilgili ilginç tweet’ler atılmıştı. İddiaya göre havuz medyası gazeteleri  gerçek tirajlarının 12 katı fazla gösteriliyormuş.

Bu doğruysa eğer – sözün gelişi söylüyorum, doğru olduğunu herkes biliyor- ortada korkunç bir yolsuzluk var demektir. Şöyle ki;

TİRAJLAR NİYE 102-103 BİN?

Haftalık tiraj raporlarında dikkatinizi çekmiştir, havuz medyası gazetelerinin bir kısmı 100 bin rakamının, bir kısmı da 50 bin hemen üstünde gösteriliyor.

Bunun sebebi, Basın İlan Kurumu’ndan gazetelere verilen resmi ilanların st/cm üzerinden birim fiyatlarının 100 bin üstü,  50 bin üstü ve 25 bin altı gibi kategorilerde farklılaşması. Mesela 50 bin altında satan bir gazete st/cm 10,4 liradan ilan alırken, 50 binin üstünde satış gösterdiği takdirde aynı büyüklükteki reklam için st/cm 36,5 liradan hesaplanıyor.

Şimdi anladınız mı gerçekte 300-500 adet satan havuz gazetelerinin tirajlarını neden 50 bin küsur veya 100 binin hemen üstünde gösterdiklerini?

2015 yılında Basın İlan Kurumunun 250 milyon liradan fazla kamu ilanı dağıttığı biliniyor. Bu paranın büyük bir kısmı hem ulusal hem de yerel bazda yayınlanan yandaş gazetelere dağıtılıyor.

VERGİLER BÖYLE HORTUMLANIYOR

Malum hesapta gazete tirajları rakam olarak verilmemiş ama en çok satandan en az satana bir sıralama yapılmış. Buna göre en çok satan gazete Sabah. Sonrasında Yeni Şafak, Akit, Takvim, Star, Güneş, Akşam, Karar ve Milat geliyor. Halbuki kamuoyuna ilan edilen tirajlar böyle değil.

Bu bilgiye göre havuz gazeteleri içinde Akit en çok satan 3. gazete ise ondan sonra gelenlerin tirajlarında bir yanlışlık olmalı. Zira kamuoyuna ilan edilen tirajlar göre Akit 30.754 adet satıyor.  Ama bu kulis bilgisine göre 30 binden daha az satması gereken Takvim, Star, Güneş ve Akşam gazeteleri 100 binin, Milat gazetesi 50 binin hemen üstünde, Karar da 35 bin satıyor görünüyor. Bu durumda Akit’ten sonra gelen gazetelerin hepsi de ilan ettikleri kadar satmadıkları halde, sattı gösterip Basın İlan Kurumu üzerinden milyonlarca lira haksız kazanç sağlıyorlar.

Size ilginç bir örnek vereyim. Geçtiğimiz günlerde Redhack’in ortaya saçtığı Berat Albayrak maillerinden anladığımıza göre Medya İmamı (!) Serhat Albayrak’ın son dönemde parlattığı yazarlardan Meryem Gayberi’nin kocası Ahmet Zeki Gayberi tarafından çıkarılan Milat Gazetesi, 2015 yılının ilk 6 ayında 2 milyon lira resmi ilan almış. Bu yetmemiş aynı şahıs Yeni Söz adında nerede ve ne kadar sattığı bilinmeyen bir gazete daha çıkarmış onun için de ilk 6 ayda 380 bin liralık resmi ilan almış. İşte hortum düzeni budur!

***

TİRAJ OYUNUNUN BAŞROL OYUNCUSU: TURKUVAZ DAĞITIM

Bildiğiniz gibi gazete dağıtım piyasası iki şirketin elinde. Birisi Doğan Grubunun sahibi olduğu Yay-sat, diğeri Sabah ATV grubunun sahibi olduğu Turkuvaz Dağıtım.

Yay-sat haftalık gazete tirajlarını kendi web sitesinde abone ve bayi satışı şeklinde eskiden beri her hafta ilan ediyor. Turkuvaz Dağıtım ise böyle bir bilgi vermiyor. Tirajı yüksek göstermenin en bilinen yolu dağıtım şirketine sanki dağıtmış gibi komisyon ödeyip tirajı yüksek göstermek. Yukarıda adı geçen gazetelerin hepsinin de Turkuvaz Dağıtım tarafından dağıtıldığını söylemeye gerek var mı?

BİR ANEKDOT

Yıllar önce bir gazete patronunu ziyarete gitmiştim. O zamanlar 55 bin satan bir gazeteydi. Kaç adet basıyorsunuz, diye sorduğumda ‘40 bin basıyorum’ deyince şaşırdım. 40 bin basıp 55 bin satmak nasıl oluyor diye merak ettim doğal olarak. Kahkahayı basıp ‘o da benim meslek sırrım!’  deyiverdi. Sonra öğrendim ki o medya patronunun en büyük gelir kapısı da şimdikiler gibi resmi ilanlarmış. En büyük işbirlikçisi de dağıtmadığı gazetenin komisyonunu alan dağıtım şirketleri.

Ya… İşte böyle.

Durmak yok soyguna devam!

Devletin malı deniz nasıl olsa…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin