Avrupalı Türkleri bekleyen sıradaki tehlikeler

HABER-ANALİZ | HASAN CÜCÜK

Türkiye, yeni yıla ‘küçük, tatlı zamlar’ ile girerken, Avrupa’da yaşayan Türkler’e de bir sürpriz yapılmasa ayıp olurdu. Bu sürpriz aylar öncesinden belliydi. Ama köy net olarak görünmesine karşılık, AKP iktidarı ve milletvekilleri bildik masalları anlatmaya devam ediyordu.  Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’na (AGİT) üye 57 ülke arasında imzalanan Otomatik Bilgi Transferi anlaşması 1 Ocak 2018 itibariyle yürürlüğe girdi. Böylece hem Avrupa ülkelerinde yaşayıp buradan sosyal yardım alan hem de Türkiye’de mülk edinen Türkler için hayat zorlaşmış oldu.

Avrupa’da sosyal yardım alanları ikiye ayırmak gerekiyor: Gerçekten ihtiyacı olanlar ve sosyal yardımı geçim kapısı olarak görenler. Refah devletinin olmazsa olmazlarının başında, devletin geçimini sağlayamayan vatandaşlarına sosyal yardımda bulunması gelir. Bu yardımlar daha çok kira, ilaç vb. yardımları içerir. Gerçekten mağdur olanların başında ilk nesil gurbetçiler var. Emekli maaşının miktarı çalıştığınız yılla orantılı olduğu için, Avrupa’ya ilerleyen yaşlarda gelip uzun yıllar çalışmadan yaş haddinden dolayı emekli olan Türkler daha düşük emekli maaşı almakta. İlk kuşak Türklerden bu sorunu yaşamayan neredeyse yok. Geçimlerini doğal olarak devletten alacakları kira yardımı gibi sosyal yardımlarla sağlıyorlar.

Bir de devleti geçim kapısı olarak görenler var. Çalışmadan geçinmeyi alışkanlık haline getirenler, Avrupa’dan yaptıkları tasarruflarla Türkiye’de yatırım yaptılar. Sosyal yardım için müracaat ettiğinizde bulunduğunuz ülkedeki mal varlıklarınıza bakılıyordu. İşte Otomatik Bilgi Transferi anlaşmasının yürürlüğe girmesiyle artık yurtdışındaki mal varlıklarınız da sorgulanacak.

AVRUPA’DAKİ 1,5 MİLYON TÜRK’Ü ETKİLEYECEK KARAR

Avrupa’da yaklaşık 1,5 milyon Türkün sosyal yardım aldığı tahmin ediliyor. Sadece Almanya’da bu rakam 1 milyonu buluyor. Almanya’da yaşayan 50 yaş üstü Türkler arasında yüzde 70, gençlerin ise yüzde 30’u işsiz olduğundan sosyal yardımla geçimini sağlıyor. Bu Türklerin, Türkiye’deki bankalarda paraları, evleri, arabaları ya da herhangi bir mal varlıkları varsa sosyal yardımları kesilecek. Mal beyanında bulunmayan gurbetçiler vergi kaçakçısı konumuna düşecek, vergiyi ödemeyenlere hapis yolu bile görünebilir. Türkiye’de miras yoluyla dahi olsa mal varlığı bulunanlar bunları bulundukları ülkede beyan etmek durumunda kalacak. AKP iktidarı altına imza attığı anlaşmaya rağmen, hala ‘gurbetçilerin bilgisini paylaşmayacağız’ demeye devam ediyor. Oysa anlaşmanın daha ilk günlerinde Almanya’dan ceza haberleri gelmeye başladı bile.

Bazı gelişmeler göstere göstere geldi ama biz nedense hep kaçak güreşmeyi tercih ettik. Suiistimal ettiğimiz her hak elimizden alındı. Lakin biz ders almamaya devam ettik. Peki, sırada suiistimal edenleri bekleyen başka hangi ‘tehlikeler’ var?

ÇİFTE VATANDAŞLIK MESELESİ

Çifte vatandaşlık birçok ülke tarafından kabul görmüyor. Türk vatandaşlığından çıkarken bir tercih yapmanız gerekiyor. Klasik mantık burada da devreye giriyor. Türk vatandaşlığından çıktığına dair konsolosluktan belge alınırken, pasaportunu iade etmiyor. Bulunduğu ülke vatandaşlığına geçince, yeniden müracaat ederek Türk vatandaşlığını alıyor. Bu suiistimale maalesef Türkiye de destek oldu.

Pek dikkat çekmeyen bu suiistimal ilk kez 16 Nisan Referandumu’nda Avusturya’da patlak verdi. Oy kullanmak için sıraya geçen Türkleri mercek altına alan Avusturyalı yetkililer, sadece Avusturya vatandaşı olarak görülen çok sayıdaki Türkün kanunlara aykırı olarak Türk vatandaşı olduğunu da tespit etmiş oldular. Tespit edilen isimlere ceza gelirken, çok sayıdaki Türk hemen Türk vatandaşlığından çıkmak için konsolosluklara akın etti. İşte sırada bekleyen ‘tehlike’nin adresi yasak olduğu halde yeniden Türk vatandaşlığına geçenler. Bu durumda sadece vatandaşlığı elinden alınmıyor, sahip olduğu süresiz oturum hakkı da iptal ediliyor.

SAHTE EVLİLER VE EMEKLİLER

Sahte evlilik, Avrupa’ya kazandırdığımız bir terim. Evliliğin sahtesi olur mu? Oldu hem de yıllarca. Avrupa’ya kapağı atmak için Türkiye’de eşinden boşananlar, Avrupa’dan biriyle para karşılığında evlilik yaptı. Önce Türkiye’deki eşinden olan çocuklarını yanına getirdi. Sonra süresiz oturum hakkını alınca, kâğıt üzerindeki eşinden boşanıp Türkiye’deki eski eşiyle yeniden evlendi. Ülkenin durumuna göre 3-5 yıl arasında tüm aile Avrupa’ya gelmiş oldu. Danimarka ve Hollanda gibi ülkeler sahte evlilik yapanlarla mücadeleye başlamıştı. Diğer ülkeler de yakında bu suiistimalin önüne geçmek için bu iki ülkenin yolunu takip edecektir. Gözünü açan bu ülkeler artık sahte evlilik yapıp, eski eşini getirmek isteyenlere geçit vermiyor. Bu ‘tehlike’ giderek yaklaşıyor. Haberiniz olsun!

Son piyangomuzun adresi emekliler olacak. Ülkenin durumuna göre emekliler yurtdışında 6 ay kadar kalabiliyor. Avrupa’dan maaş alıp, Türkiye’de yaşamak daha ucuz olduğu için bu 6 aylık süre duruma göre 9 ayı buluyor. Hatta bazıları evlerini kiraya verip, Türkiye’ye yerleşiyor. Hem emekli maaşı hem kira geliri elde edilmiş oluyor. Ancak bu konuda da yakında deniz tükenecek. Bundan da haberiniz olsun!

‘Avrupalı Türkler için yanlışların bedelini ödeme vakti’ başlıklı yazıyı kaleme aldığımda gelen tepkiler arasında ‘geçinemeyenler ne yapsın’ şeklinde olanlar vardı. Elbette zor durumda olanlara devletin bakması bir yükümlülük. Benim itirazım sistemi suiistimal edip, Türk toplumunun imajına verilen zarardır. Türk ve Müslüman dendiğinde akıllara hep olumsuzluk geliyorsa bunda bizim de suçumuzun olduğunu ortaya koymaktır.

 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin