Avrupalı Türkler için yanlışların bedelini ödeme vakti

HABER-YORUM | HASAN CÜCÜK

‘Gurbetçiyi ateşe attık’ manşetini görünce hayırdır inşallah kötü bir durum mu var deyip okumaya başladım. Haberi okudukça yüzüm kızarmaya bir taraftan da sinirlenmeye başladım. Türkiye’nin de imzaladığı ‘Otomatik Bilgi Transferi’ nedeniyle bulunduğu ülkede sosyal yardım alan Türkleri zor günler bekliyordu. Hangi Türkler bunlar? Devletten haksız yere kazanç elde edenler… Yani üçkağıtçılar. Haberi manşete taşıyan Millî Gazete olunca aklıma ‘Çalıyor ama çalışıyor’ klişesi geldi.

DEVLET YARDIMI ALIRKEN, TÜRKİYE’DE MÜLK SAHİBİ OLMAK

Avrupa’ya işçi olarak gelen ilk kuşaktan Türkiye’de evi olmayan hemen hemen yoktur. Zaten gurbete gelişin gayesi, başımızı sokacağımız bir ev, bir tarla, bir traktör parası kazanmak değil miydi? Nitekim Avrupa’da zor şartlarda fabrikalarda çalışan Türkler, bir veya iki odalı dairelerde yıllarca oturup, kazançlarından arttırdıkları parayla Türkiye’de ev veya evler yaptırdılar. ‘Ahirette iman, dünyada mekân’ atasözünün dünya kısmını harfiyen yerine getirdiler. O dönemde yaptırılan evlerde daha çok Türkiye’de bıraktıkları eş ve çocukları oturdu. Zamanla eş ve çocukları da yanlarına alınca evler ya boş kaldı veya kiraya verildi. Genelde evdeki her erkek çocuk için bir daire düşünüldüğü için büyük kısmı kiraya verildi.

İlk nesil devletten sosyal yardım almadan hayatını devam ettirdi. İş gücüne ihtiyaç olduğu o yıllarda işsiz kalmadıkları gibi ne devletten sosyal yardım almayı biliyorlardı ne de iyi kazandıkları için devletin sosyal yardımda bulunacağı ‘fakir’ sınıfına giriyorlardı. Sosyal yardım almalar daha çok işsizlik ve emeklilik döneminde baş göstermeye başladı. İşsizlik maaşıyla geçinmek güç olunca devletin kapısına gidildi. Devlet yardım yaparken, yurtdışında mal varlığı olup olmadığını sordu. Bunun cevabı nedense hep ‘hayır’dı. ‘İzine gittiğimde oturduğum bir dairem var’ bile diyemediler. Çünkü, devlet git o daireyi sat deme hakkına sahip. Bunu sadece Türkler için demiyor. Sosyal yardım alan herkes için diyor.

TÜRKİYE, VATANDAŞLARININ HUKUKSUZLUĞUNU TEŞVİK ETTİ

Avrupalı Türkler’in, Türkiye’ye yatırım yaparken rahat olmalarının bir başka nedeni Türkiye’deki iktidarların bilgi paylaşımı yapmayacağı yönünde güven vermesiydi. Bir nevi suiistimalin yolunu Türk hükümeti açıyordu. Örneğin Türkiye’de prim borcunu yatırıp emekli olmak isteyenlere cazip şartlar sunuyordu. Bunu yaparken de güvence verip, asla bu konuda bulundukları ülkeyi bilgilendirmeyeceklerini söylüyorlardı. Yine benzer durum bulundukları ülkenin vatandaşlığını alanlar içinde geçerliydi. Çifte vatandaşlığı kabul etmeyen ülkelerin istediği bulunduğun ülkenin vatandaşlığından çıkış belgesi sadece kâğıt üzerinde oluyordu. Türk pasaportunu iade etmediği, gibi kullanmaya da devam ediyordu.

Artık deniz bitti karaya dayandık. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’na (AGİT) üye 57 ülke arasında Otomatik Bilgi Transferi anlaşması 1 Ocak 2018’ten itibaren yürürlüğe girecek. Uluslararası anlaşma kapsamında, Avrupa’daki Türklerin, Türkiye’deki bankalarda parası, evi, işyeri, arsası veya otomobili olup olmadığı incelenecek. Bu çerçevede ülkeler arasında vatandaşın banka bilgileri dahil olmak üzere mal varlıkları da öğrenilebilecek. Biriktirdikleri paraları Türkiye’de bankalara yatırıp ama bulundukları ülkelerden sosyal yardım alanların geçmişi incelenecek. Son 10 yılda aldıkları sosyal yardımı devlet geri isteme hakkına sahip olacak. İşte Millî Gazete’nin ‘Gurbetçiyi ateşe attık’ manşetinin sebebi bu gelişme. Millî Gazete, 57 ülkenin imza koyduğu anlaşmaya Türkiye’nin ‘Yurt dışında çalışan Türk vatandaşları hariçtir’ şerhi düşmeyerek hata yaptığını söylüyor.

HAKLI OLANI DEĞİL HAKSIZ OLANI SAVUNMAK

Bu manşet acınası bir durumu işaret ediyor. Avrupa’da sosyal yardımla geçinen Türklerin çoğunun üçkağıtçı olduğu iması var. Haksız kazanç elde etmeyi, devleti dolandırmayı, yalan söylemeyi mubah görüp legalleştiriyor. Siyasal İslamcı mantığı devreye girip ‘Darü’l Harpte’ her türlü melaneti işlemeyi normal hale getiriyor. Gazeteye göre, ülkelerin 10 yıla kadar verdikleri sosyal yardımları geri de isteyebilecek olması tam bir facia. Neden haksız kazanç elde ettin deme yerine hırsızlığın ortaya çıkan kişiye ceza kesilmesini haksızlık olarak görüyor.

Türkiye sıcak para uğruna Avrupa’da yaşayan Türkleri tehlikeye atmakta bir sakınca görmedi. Çifte vatandaşlık, emeklilik, dövizle askerlik, Türk bankalarına yüksek faizle para yatırma gibi konularda çifte standart davrandı. Türkiye bunu yaparken gurbetçiler de masum değildi. ‘Gâvurdan bir kıl koparmayı’ akıllılık olarak gördüler. Bulundukları ülkelerin iyi niyetle hazırlanan kanunlarını deforme edip lehlerine yontarken, o ülkeleri enayi yerine koydular. ‘Keriz silkeleyip’ keseyi doldururken, bunun bir gün sona ereceğini hiç düşünmediler. Veya düşünmek istemediler.

SUİİSTİMALLERİ SAVUNAN MANŞET

Avrupa’da 10 farklı yerden geliriniz olabilir. Devlet neden bu kadar çok gelirin var demez. Bunu beyan edip vergisini paşa paşa ödersin, istediğin lüks hayatı yaşarsın. Kimse karışamaz. Devletten sosyal yardım almıyorsan, yurtdışında bulunan gayri menkullerini de pek umursamazlar. Ne zaman devlet kapısına gidip ‘ben geçinemiyorum’ dersen, işin rengi değişir. Yıllarca üstünü örttüğümüz bir ‘pislik’ daha gün yüzüne çıkacak. Yüzümüz bir kez daha kızaracak diye utanmamız gerekirken tersine, yaptığımız suiistimalleri savunur tarzda haberler yapılması çok daha büyük bir ayıp.

Bundan daha utanç verici olan Türkiye’deki iktidar mensuplarının hala Avrupa’daki Türklere güvence vermek adına yalan söylemeye devam etmesidir. Türkiye AGİT üyesidir ve Otomatik Bilgi Transferi Antlaşması’na imza atmıştır. Buna rağmen Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, ‘Biz gurbetçilerimizin bilgilerini vermeyeceğiz’ deyip yalanla insanları kandırmaya devam ediyor.

Avrupalı Türkler olarak çok yanlışlar yaptık. Şimdi bir bir bu yanlışların faturası önümüze geliyor. Yakın bir gelecekte, bulundukları ülkelerde masum insanları Türkiye’deki dikta rejimine ispiyonlayanlara sıra gelecek. Evet bir cisim yaklaşıyor. Ama bu cisim kanunları ve kuralları suiistimal edenlere yaklaşıyor.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

3 YORUMLAR

  1. Hasan bey,

    Gurbetcilerin nasil yasam mucadelesi verdigini yazdiginiza gore sizde biliyorsunuzdur.
    30 senede bir daire sahibi olmus, onuda calisamadigi veya is bulamadigi icin satmak hangi mantiga sigiyar bilmiyorum.

    Bu insanlari uckagitcilik gibi bir asalayici uslup ile asagilamayi sizin gibilere yakistiramadim daha dogrusu. Bu kin Avrupadaki Turklerin cogunlugu Erdogana oy verdiginden dolayidir diye dusunuyorum.
    O bir tek daireyi, geri oglu veya kizi evlenice satip dugun yapan cok aile var. Malvarliklarini zengin olmak veya uckagitci olduklari icin saklamiyorlar. Emekli olduklarinda huzur icinde yurtlarinda yasamak icin saklamak zorunda kaliyorlar. Herkes sizin gibi okumus ve entelektuel degil ne yazikki. Bu insanlara boyle bakmak ne size yakisiyor nede onlara.

    Saygilarimla.

  2. Doğruluk payının ne yazıkki çok yüksek olduğu bir tespiti dile getirdiğiniz için çok teşekkür ederim sayın Hasan Bey. Evet,yurtdışında tutunabilmek zor şey. Ancak ondan daha zoru da her nerede yaşarsak yaşayalım bulunduğumuz yerin nimetlerini kullanırken dürüst olmaktır. Gerçekten ihtiyacı olanlar ve üçkâğıtçılığı kendine huy edinenlerin ayrılması getekiyordu. Geç bile kalınmış bir karar bu……

  3. AKP HÜKÜMETİ YURTDIŞINDAKİ EMEKLİ VATANDAŞINA HALEN MİNİJOB ÇALIŞMA İZNİ VERMEZKEN

    DEVLETİN BÜTÇESİ BİR BAŞKALARI İÇİN ÇALIŞIYOR, YANİ DEVLETE BEDEL BİR ÖDEMEDEN VATANDAŞ DEVLETTEN PEŞİN HİZMET ALIYOR HAYATINI YAŞIYOR AKP HÜKÜMETİ SEÇİM RÜŞVETİ OLARAK KARŞILIKSIZ BOL KEPÇEDEN DAĞITIYOR

    AKP İKTİDAR HÜKÜMETİ OY POTANSİYELİNİ DAHA DA ARTIRMAK İÇİN KESENİN AĞZINI AÇTI.
    Seçim paketi Milyonları ilgilendiren 37 maddelik yeni seçim paketi.

    ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, dünyada bir benzeri olmayan genel sağlık sigortası priminin devlet tarafından karşılanması sistemini uyguladıklarını ve 7,5 milyon vatandaşın genel sigortası primini ödediklerini söyledi.

    “Hiçbir örnek yok vatandaşlarının tamamını bir şemsiye altında sağlık güvencesini sağlayan bir sosyal sigorta sistemi. 7,5 milyon vatandaşımızın genel sağlık sigortası primini devlet olarak biz karşılıyoruz. Diğer taraftan 61 TL gibi bir oranla tüm sağlık hizmetlerinden vatandaşlarımızın yararlanabilmesiyle yine hiçbir dünya ülkesinde olmayan bir uygulamayı hayata geçirmiş durumdayız” dedi.
    Günlük provizyon sayısının 2,5 milyona ulaştığını hatırlatan Bakan Jülide Sarıeroğlu, “Yine eczanelerimizde reçete sayısı 1,8 milyona ulaşmış durumda. Bu Türkiye’nin aslında ne kadar büyüdüğünün, kalkındığının, geliştiğinin de temel göstergesi” dedi.

    Sayın Başbakan Binali Yıldırım 24 milyar liralık hediye paketini açıkladı.
    AK Parti 2018’in sosyal güvenlik ajandasını hazırladı. 10 başlıkta 51 milyarlık destek engellileri, dulları, yaşlı ve bakıma muhtaçları kapsıyor. Ödeme gücü olmayan 9.4 milyon vatandaşın sağlık giderlerini devlet karşılayacak. Bu yıl 1.2 milyon aileye 571 milyon liralık doğum yardımı yapılacak.
    AK Parti, bu yılın bütçesi ve sosyal güvenlik politikalarıyla ilgili rapor hazırladı. Buna göre, doğum yardımından eşini kaybeden kadınlara nakit desteğine, geliri olmayana ücretsiz sağlık hizmetinden engelli vatandaşlara evde bakıma, 65 yaş üstüne aylıktan korumaya muhtaç çocuklara sahip çıkılmasına kadar 10 başlıkta 51 milyarlık destek sağlanacak. Koruyucu ailelere 104 milyon, çocuk ve sevgi evlerine 537 milyon, ev tipi bakım merkezlerine 297 milyon TL verilecek. Hamile kadınların 1.2 milyar liralık hastane faturasını devlet karşılayacak, eşi ölen kadınlara 894 milyon TL nakdi yardım yapılacak.
    Devlet vatandaşa 51 milyar lira bol kepçeden para harcarken yurtdışında Minijob işte çalışmak isteyen emeklilere halen izin yok.

    ‘’TAMAM bizden AKP’ye oy vermek yok’’!
    Gelecek hükümetin adı CHP’dir , zaten CHP’li Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı bu Kanun ile ilgili Kanun teklifi vermişti CHP iktidara geldiğinde bize bu hakkı hemen verecektir.
    AKP bizim için bitmiştir bu iş TAMAM.
    Bize yapılan bu zulüm maddi şiddet değilde nedir, Yurtdışındaki emekli vatandaşına düşman gibi gören bu anlayıştan hayır çıkmaz bunlar değil Müslüman bir Hristiyan bile olamazlar Müslüman insan kul hakkını dikkat eder.
    Biz bu ülkenin üvey evladı mıyız?
    Herkes aklını başına devşirsin, ”Ey Avrupalı Gurbetçi Türk Kardeşim” sen kendin emekli olmamış olsan bile bu çevrendeki insanların haklarını aramak için biraz sende dik dur, Bugün bana yarın sana ama birgün mutlaka sana sıra gelecektir, bunlara oyunu verme biraz dik durmanın ses getirmenin vakti zamanı gelmiştir.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin