Atış serbest piyasa: 23 bin şirketin dövizle borçlanması yasaklanacak!

HABER-ANALİZ | SEMİH ARDIÇ

‘Paralarını yurt dışına çıkaran işadamlarına aman vermeyin’ talimatında geri adım atmış gibi görünen hükûmet şimdi de şirketlerin ABD Doları, İngiliz Sterlini, Euro veya Japon Yeni gibi yabancı paralarla borçlanmasını yasaklamaya hazırlanıyor.

Yasak kararı cari hale gelirse 23 bin küçük ve orta boy işletme borç olarak 1 ABD Doları bile talep edemeyecek. Döviz borcunun yüzde 80’ini kullanmış 2 bin şirket için de benzer bir tahdit getirilebilir. Hükûmetin himayesindeki 2 bin büyük firma şimdilik kenarda tutuluyor. Değişiklik esasında toplam 25 bin şirketi alakadar ediyor.

YASAKÇI MEHMET ŞİMŞEK

Yasağı ilan eden isim hayli manidar. Serbest piyasanın sembol teşekküllerinden Merril Lynch’ten 2007 seçimlerinden evvel Adalet ve Kalkınma Partisi’ne (AKP) transfer olan Mehmet Şimşek, şirketlerin döviz nevinden borçlanmasına yasaklayacaklarını söylerken hiç endişeli görünmüyordu. Hal-i hazırda Merrill Lynch’te çalışsa ve aynı beyanattan haberdar olsa Şimşek ne düşünürdü acaba?

Her fırsatta serbest piyasa ekonomisinden dem vuran AKP sözcüleri, kangrene dönüşen iktisadî meselelere çare diye hakikatte karşılığı olmayan yasaklara sarılıyor. Yasaklarla ekonomi yan yana geldiğinde o adımın tahrip kuvveti tahayyül bile edilemeyecek kadar şiddetli olur.

FİRMA DİLEDİĞİ GİBİ BORÇLANIR, KİME NE!

Serbest piyasa şartlarında bir firmanın TL veya döviz borcu kullanması tamamen kendi tasarrufudur. Ancak otoriter rejimlerde veya kapalı ekonomilerde böyle bir yasak tatbik edilebilir. Kaynak ihtiyacını Türkiye içinden karşılayamayan firma sahibi ne yapacak? Göz göre göre iflas mı edecek?

Demek ki sizin bankalarınız müteşebbisin uzun vadeli finansman ihtiyacını gideremiyor. Mevduatın krediye dönüşme oranı yüzde 120. Kredilerin TL mevduatına oranı yüzde 140’a çıkmış. Bir başka ifadeyle 100 liralık mevduata mukabil 140 lira kredi tahsis eden bankaların da elinde avucunda ilave kaynak kalmamış. Bankalar Hazine’ye yüzde 14 gibi yüksek bir faizle borç vermek dururken firmalardan tahsil edip edemeyeceği belli olmayan krediler için niye uğraşsın?

BENZİN YOKSA KARA BORSA DEVREYE GİRER

Hükûmet evvela bu riskleri ortadan kaldırmalı, TL kredilerinin yüzde 20’ye yaklaşan maliyetleri aşağı çekecek tedbirler almalı. Hükûmet her firmaya adil ve makul bir zeminde malî kaynak temin ettirmekle mükelleftir.

Devlet yolu açar, kuralları ve trafik işaretlerini tanzim eder gerisi şoförlerin bileceği iştir. Devlet sen benzini şuradan alma, bu firmadan al diyemez. Yolda benzini biten şoför ne yapıp edip benzini temin edecektir. Devlet bu talebi karşılamak yerine mani olacak tahditler getirirse benzin kara borsaya düşer.

TEFECİLİK YASAK DEĞİL Mİ?

Devletin vazifesini ihmal ettiğinde nelerin olabileceğine dair tarih sayısız misalle dolu. Boşlukları birileri dolduruyor. Nitekim bankadan borç alamayan tüccar tefeciden borç almıyor mu?

Türk Ceza Kanunu 241. Maddesi ‘tefecilik’ suçunu tarif ediyor. Kanuna iki seneden 5 beş seneye kadar hapis cezası hükmü dercedildiği halde Türkiye’de on binlerce firma tefecilerin elinde rehin. Yasaklamak çare olsaydı Türkiye’de tek tefeci olmazdı. Yeni yasağa meraklı iktidar ille de bir adım atmak istiyorsa buradan başlayabilir.

DOLAR UCUZKEN İYİYDİ TABİÎ!

Döviz borçlarının ekonomiyi tehdit ettiğini dolar ve Euro artınca farketmek marifet değildir. Marifet ekonomiyi her daim benzer risklerden uzak tutabilmektir. Yüksek teknolojili mamül pazarında esamîsi okunmayan bir ekonomide döviz açığının petrol ve doğalgaz ithalatı ile mahdut kalmayacağı bilindiği halde hükûmet borçları artıracak modelle suni büyümeyi tercih etti.

Ekonomi cari açık verdikçe dövizin fiyatı da yükseliyor. Dövizin bol olduğu devirlerde bu model fazla yük olmadı. Amma velakin 2013’ten beri ABD Merkez Bankası FED gibi büyük merkez bankaları döviz vanasını kıstıkça Türkiye’de döviz borcu olan firmaların yükü de arttı.

DOLAR 45 KURUŞ, BORÇ 191 MİLYAR TL ARTTI

En son rakamları şu şekilde hülasa edeyim: 432,4 milyar dolar gibi millî gelirin (GSYH) yüzde 52’sine tekabül eden döviz borçları kur arttıkça katlanıyor. Dolar 3,40 TL iken 1 trilyon 471 milyar lira olan borç, parite 3,85 TL’ye çıkınca 1 trilyon 665 milyar liraya yükseldi. Dolar 45 kuruş arttığında şirketlerin döviz borcu mükellefiyeti 191 milyar lira arttı. Böyle bir sıkleti hangi terazi çekebilir ki!

Üzerine düşen vazifeyi ifa etmek yerine ‘firmalar döviz borcu kullanmayacak’ demek serbest piyasa ile bağdaşmaz. Böyle bir mesaj verildiğinde sermayedar haklı olarak endişelenir. Farklı arayışlara girer. Tefecinin kapısını çalar. Birilerinin yaptığı gibi vergi ödememek için ada devletlerinde şirket kurup kazancını oralara taşır.

23 BİN ŞİRKETE KAYYIM MI TAYİN EDİLECEK?

Serbest piyasa ekonomisinde ticaret yasaklanamayacağına göre döviz nevinden borçlanma da yasaklanamaz. Böyle bir karar alınsa bile pratikte karşılığı yoktur. 23 bin şirketin başına kayyım tayin edilmeden yasağın birebir takip edilmesine imkân yok. İş işten geçince ‘yasaklamak çare olmuyor. ‘Vaktinde bu firmalar borç alırken neredeydiniz?’ diye sorarlar. Yasakla beraber firmalara kayyım mı tayin edilecek? Ne özel sektör kalır ne de serbest piyasa.

Her ne kadar hükûmet kayyım müessesesini istisna olmaktan çıkarsa ve rutine dönüştürse de böyle bir hataya düşmemeli. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek herhalde bu kadar geniş çapta kayyım tayini için teşebbüste bulunmayacaktır. Şayet böyle bir adım atılırsa dünün hukuk devleti ve serbest piyasa müdafiî Mehmet Şimşek’ten geriye kalan birkaç itibar kırıntısını Şimşek bizzat kendi elleriyle silip süpürmüş olur.

2 BİN BÜYÜK FİRMA UÇURUMUN KENARINDA

23 bin şirkete yasak getirirken döviz borçlarının yüzde 80’ini kullanmış 2 bin firma niye kenarda tutuluyor? O firmalar arasında AKP’ye yakın ihale rekortmenleri var. KOBİ’lere getirilecek yasakla iflasın eşiğine gelmiş 2 bin büyük firma unutturuluyor. O firmaların iflası ekonomiyi sarsacaktır.

Borcun ekseriyetini kullanan firmaların kur riski zirvede. Şimşek döviz borçlusu büyük firmalar hakkında daha berrak beyanat vermeli. Bahse konu firmaların kullandığı kredilerde Hazine garantisi verilmiş kredi tutarı da açıklanmalı.

VERGİLERLE YANDAŞIN BORCU ÖDENECEK

Zira kredilerin batması halinde bankalar tahsilatı Hazine’den yapacak. AKP’ye yakın firmaların döviz borçlarının ne kadarının vergilerle ödeneceğini vatandaşın bilme hakkı var.

Tel tel dökülen bir piyasayı ‘serbest’ diye tavsif etmek doğru değildir. Hukukun, kuralların ve teamüllerin alt üst edildiği, şeffaflığın ve hesap verilebilirliğin ortadan kalktığı bir piyasa olsa olsa atış serbest piyasa olabilir.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin