Almanya, ‘casus imamlar’, Diyanet ve yetki aşımı [Abdullah Salih Güven]

Konu, Almanya’da görev yapan 13 cami imamının TC lehine casuslukla suçlanması. Almanların ‘casusluk’ dediği şey, imamların Gülen cemaatine mensup insanları Türkiye’ye ihbar etmesi. Reuters Haber Ajansının haberine göre Diyanet İşleri Başkanlığı bu görevlileri geri çağırmış. Haberde Ankara Diyanet Merkezinden yapılan herhangi bir açıklamaya yer verilmiyor. Açıklamayı DİTİB yapıyor.

Okuyucuların bilmesi açısından Wikipedia’dan bir alıntı yapayım DİTİB ile alakalı olarak:

“Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Almanya’da yaşayan Müslüman Türklerin dinî, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamak, ibadethaneleri yönetmek üzere faaliyet gösteren ve Almanya’da resmî olarak ‘Türkisch-İslamische Union der Anstalt für Religion e. V.’ adıyla kayıtlı dernek statüsünde faaliyet gösteren kuruluştur. DİTİB Almanya genelinde kendisine bağlı cami derneklerinin bu alandaki faaliyetlerini koordine etmek amacıyla 05.07.1984 tarihinde kuruldu. Merkezi Köln’de bulunan DİTİB, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Almanya şubesi olarak faaliyet göstermektedir. DİTİB başkanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin din ataşesi olarak da görev yapmakta ve Ankara’dan tayin edilmektedir. DİTİB bünyesinde görev yapan imam ve müezzinler, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından kendi kadrosundan seçilmekte, Ankara’dan 5 yıllığına Almanya’da görev yapmak üzere tayin edilmekte ve maaşlarını Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan almaktadır. Dernek, 1984’te 230 dernekle kurulmuş, günümüzde 900’un üzerinde cami derneğinin idâri örgütlenmelerini düzenleyen bir çatı teşkilatı niteliğini almıştır.”

Anlaşıldığı kadarıyla DİTİB demek Diyanet demek. Dolayısıyla haberdeki açıklamanın DİTİB tarafından yapılması gayet makul.

DİTİB yine Wikipedia’nın verdiği malumata göre ”Almanya Federal Cumhuriyeti dernekler yasasına bağlı olarak faaliyet” gösteriyor. Bu yasaya göre, dernek mensubu birisinin başka bir devlet lehine casusluk faaliyetinde bulunması suç.

Pekâlâ, Gülen cemaatine mensup insanların tespitini yapıp listeler halinde Türkiye Devleti yetkililerine verme casusluk faaliyeti içine girer mi?

Üzerinde anlaşılamayan nokta burası zaten. İmamlara göre -emir de Diyanet’ten geldiğine göre- suç değil. Türkiye’de özellikle 15 Temmuz sonrası herkesin yaptığı bu işi, Almanya’da imamlar yapmış çok mu Allah aşkına?

Ama insanları hukuken suç olmayan bireysel tercihlerinden dolayı kategorilendirmek, fişlemek ve vatandaşlık bağının olduğu ülkeye bildirmek Alman devlet yetkililerine göre toplumsal huzura vurulmuş bir darbe ve suç.

Tahkikat onun için yapılıyor zaten.

Habere dönelim; DİTİB yetkilisi ne diyor o haberde?

Şunu diyor: “Diyanet İşleri Başkanlığı gerekli inceleme ve değerlendirmeleri yapmış ve ‘Esasen Avrupa ülkelerini ilgilendirmeyen bir yazı bağlamında bazı din görevlilerinin yetki aşımında bulunduğunun tespit edildiğini, Alman kamuoyunda Başkanlık ve din görevlilerine yönelik olumsuz algı oluşturulması ve kırk yıldır devam eden güven ve samimiyete dayalı ilişkilerin zedelenmemesi için bu din görevlilerinin Almanya’daki görevlerine son verilmesini’ uygun görmüştür.”

Bu kısa açıklamada üzerinde durulacak çok nokta var.

En önemlisi bu kararın cezai yaptırımlardan kurtulmak için yapıldığı aşikâr. Deniz Feneri’nde de biliyoruz; işi kitabına uydurarak cezai yaptırımlardan kurtulmak mümkün. İhtimal imamlar da bu kararla Türkiye’ye kapağı atınca cezai yaptırımlardan kurtulacaklar.

Şimdi muhatabım, Alman devletinin ‘casus’ dediği imam efendiler ve onların anladığı hem de çok iyi anladıkları dilden konuşacağım.

Hayırlı olsun İmam Efendiler. Dünyevi bir felaha kavuştunuz bundan böyle. Nasıl olsa Alman devleti izinizi sürmez. Türkiye devleti ise ceza vermek bir yana, maddi kayıplarınızdan dolayı sizi belki de mükâfatlandırır.

Çarşaf çarşaf listelere terör örgütü mensubu diyerek isim isim yazdığınız kişiler de size bir şey yapmaz. Eğer vicdanınız yaptığınız işten dolayı rahatsa, dünyada maddi-manevi bir probleminiz yok demektir. Fakat ya ahiret?

İşte burada bir dakika durun.

Adı-sanı bilinmeyen üçüncü şahıslar üzerinden mücerred konuşmak yerine benim üzerimden müşahhas konuşalım.

Aynı akıbete maruz kalmış, benzeri listelerde ismi geçen bir insan olarak ben, yarın Hakkın huzuruna vardığımda sizlerden davacı olacağım. Mürafaa olacağız sizinle. Adaletinden zerre kadar şüphemiz olmayan Allah’ın hâkim olduğu Mahkeme-i Kübra’da ben davacı, siz davalı olarak yüz yüze geleceğiz.

Tersi de olabilir. Siz davacı ben davalı olabilirim. Benim için değişen hiçbir şey olmaz.

“Terörist’ti Allah’ım bu!” diye davacı olur beni Allah’a şikâyet edebilir ya da aynı cümlelerle kendinizi müdafaa edebilirsiniz. “250 insanın şehit olduğu, meclisin bombalandığı 15 Temmuz darbesini yapmıştı” diyebilirsiniz.

Ben de davanızı ispat edecek delil isterim sizlerden. Nasıl olsa şundan eminim, Adil-i Mutlak olan Allah’ım, bana şu anda TC mahkemelerinin dediği gibi suçsuzluğunu ispat et demeyecek. Delili iddia makamı olan sizlerden isteyecek. İddianızı ispat edememeniz durumunda -ki edemeyeceksiniz- o zaman iş tersine dönecek.

Delil gösteremediğiniz, ispat edemediğiniz halde iddianızda ısrarcı olursanız, o zaman gelsin Kiramen Katibîn’in video kayıtlarını izleyelim Allah’ım diyeceğim.

17/25 2013 Aralık değil, 15 Temmuz 2016 da değil annemden doğduğum günden bana bu iftirayı attığınız zamana kadarki hayat serüvenim saniye saniye ekrana gelsin talebini de ilave edeceğim.

Ey imam Efendiler!

Yetki aşımı mazereti dünyada hukuki yaptırımlardan kurtulmaya yetti; bakalım ahirette işinize yarayacak mı? Sizler bilirsiniz; ‘küllü âtin karîb’ diye bir deyim vardır Arapçada; ‘her gelecek yakındır’ demek. Evet her gelecek yakındır.

Ahirette, Allah’ın huzurunda sizlerle görüşecek ve hesaplaşacağız.

NOT: Bu yazıyı yazıp bir kenarda bekletirken ‘casus imamlar’ hadisesinde gelişmeler oldu. Türkiye’ye geri dönen 4 imamın evinde polisler arama yaptı, Görmez başkan açıklama yaptı. Onları da bir başka yazı konusu yaparız inşallah.

imam spot

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin