Aksiyon filmi tadında bir sezon!

HABER-YORUM | HASAN CÜCÜK

Sıra dışı bir sezon yaşıyoruz. Olmaz denilen skorlar alıyoruz. Sezon öncesi tahminler ligin başlarında çöpe atılırken, şimdi çöpe atılan tahminleri geri dönüşüme sokuyoruz. Birkaç hafta sonra ligin zirvesinin nasıl şekilleneceğini kestirmek bile güç.

LİDERLİĞİN FAVORİSİYDİ, TÜRBÜLANSA GİRDİ

Galatasaray’la başlayalım. Jan Olde Riekerink’in gönderilmesiyle Şubat 2017’de takımın teslim edildiği Igor Tudor, sezonun kalan bölümünde Galatasaray teknik patronluğu koltuğunu dolduracak kalibrede olmadığını göstermişti. Tudor’un sezonun bitimiyle gönderilmesi beklenirken, Galatasaray yönetimi devam kararı aldı. Ancak Östersunds’a elenerek Avrupa defterinin daha Temmuz ayında kapanması Tudor’u hedef tahtasına koydu. Buna rağmen sezonun startıyla fırtına gibi bir Galatasaray çıktı karşımıza. Tudor el üstünde tutulmaya başlanıyordu.

Bu da uzun sürmedi. İlk tekleme 9. haftadaki Fenerbahçe beraberliği oldu. 8 haftada 7 galibiyet 1 beraberlik alındığı için Fenerbahçe’yi seyircisi önünde yenememesi, tolere edildi. Neticede Fenerbahçe maçları her dönemde zorlu geçmişti. Ancak Tudor’un büyük takımlara karşı kötü performans sergilediği geçen sezondan biliniyordu. Nitekim sonraki hafta Trabzonspor yenilgisi gelirken, ilerleyen haftalarda Başakşehir ve Beşiktaş’a karşı oynanan kötü oyun ve farklı mağlubiyetler, Tudor’u yeniden tartışılan isim hâline getirdi. Daha 5 hafta önce şampiyonluğun 1 numaralı adayı olarak gösterilen Galatasaray, zirveden çok uzakta olmamasına rağmen hoca değişikliğini konuşur hâle geldi.

BEŞİKTAŞ EVİNDE KAZANAMIYOR

Beşiktaş, sezona belki de en rahat başlayan takımdı. Şampiyonlar Ligi’ne doğrudan katıldığı için hatırı sayılı miktarda para kasasına girmiş, son iki sezon yaşanan şampiyonlukla özgüven tavan yapmıştı. Ligin ilk 5 haftasında 4 galibiyet bir beraberlik alırken, Galatasaray ile şampiyonluğun en büyük favorisi olarak gösterildi. Hatta Şenol Hoca’nın tecrübesinden dolayı siyah beyazlı takımın şampiyonlukta bir adım önde olduğu söylendi.

Fenerbahçe yenilgisinden sonra Beşiktaş’ın düşüşü başladı. O dönem oynadığı 4 maçta sadece 2 puan alabilmişti. Taraftarlar Şampiyonlar Ligi başarısıyla teselli olup ligden beklentilerini düşürdüler. Akhisar ve Yeni Malatyaspor beraberlikleriyle birlikte, puan kaybetme hakkını kaybeden bir Beşiktaş vardı karşımızda. Ancak lider Galatasaray’ı ezerek yenmesi, Beşiktaş’ı yeniden zirve yarışına ortak etti. Siyah beyazlıların bu sezonki handikapı sahasında oynadığı maçlar. Vodafone Park’ta oynadığı 3 lig maçının yanı sıra deplasmanda yendği FC Porto ve Monaco gibi takımlarla maçlarında da sahadan beraberlikle ayrıldı.

FENERBAHÇE YENİDEN POTADA

Fenerbahçe için sezonun nasıl geçeceği daha ilk iki haftadan belli oldu desek hata yapmış olmazdık. Göztepe ve Trabzonspor beraberliklerine 4. haftada sahasında aldığı Başakşehir yenilgisi eklenince taraftar bu sezon da ‘çile bülbülüm çile’ şarkısını söylemeye başlamıştı. Hatta bununla paralel olarak tribünler boşalmaya başlamıştı. Sarı-lacivertli ekibe uzun bir aradan sonra taraftarı tepki koyuyordu. Öne geçtiği maçlarda skoru koruyamayıp, sahadan berabere ayrılması Aykut Hoca’nın oyun sistemine bağlanıyordu. Beraberliklerin takımı olmuştu.

14 haftada alınan 5 beraberlik, 3 puanlı sistemde bile zirveden kopmak anlamına gelir. Galatasaray’ın son 5 haftada yenilgiler alıp puan kaybetmesi Fenerbahçe’ye altın fırsat sundu ama yine beraberliklerle bunu değerlendirememişti. Ancak son 3 haftada galibiyet serisi yakalayan Fenerbahçe, yeniden zirveye doğru göz kırpmaya başladı.

TRABZON FIRTINASI YİNE ESEMEDİ

Trabzonspor için şampiyonluk tarih öncesi bir dönemde yaşanmış gibi. 33 yıldır zirveye çıkamadı. Her sezon ‘o sene bu sene’ dendi ama sonuç hep hüsran oldu. Bu sezon da benzer bir manzara vardı. Ersun Yanal’lı süreçte alınan facia sonuçlar, Karadeniz ekibinin bu sezon da ümidi kesmesine yol açtı. Aslında Trabzon iyi bir oyun oynuyordu. Zirve mücadelesi veren Fenerbahçe, Başakşehir ve Beşiktaş ile deplasmanda yaptığı maçları kaybetmemiş, üstelik Galatasaray’ı sahasında yenmeyi başarmıştı. Haliyle zayıf takımlara yenilmesinin mantıklı bir açıklaması yoktu.

Kendi sahasında 3-0 öne geçtiği Alanyaspor’a 4-3 ve Akhisar’a 6-1 yenilmesinin izahını yapamıyordu Ersun Yanal. Nitekim görevden alındı ve yerine Rıza Çalımbay getirildi. Rıza Hoca’yla takım biraz toparlanır gibi oldu fakat İstanbul’un 3 büyüklerinin istikrarsızlığına rağmen, şampiyonluk uzak bir ihtimal.

BAŞAKŞEHİR SÜRPRİZ YAPABİLİR

Geçen sezon şampiyonluk yolunda Beşiktaş’ın rakibi olup, ligi ikinci sırada bitiren Başakşehir’in bu yıl gösterdiği performans şaşırtıcı değil. Abdullah Avcı ile istikrarını devam ettiren Başakşehir’in en ciddi handikapı ‘devlet destekli takım’ imajıdır. Bu durum Başakşehir’in geniş kitleler tarafından sevilmesini engelliyor. Gönül verenler ise Başakşehir sevgisinden ziyade 3 büyüklere olan antipatileri sebebiyle destekliyorlar.

Fenerbahçe ve Galatasaray’ı yenen, Beşiktaş ile deplasmanda berabere kalan Başakşehir özellikle Anadolu takımlarına kaybetmeyerek zirveye adım adım tırmandı. Geçen yıl yakaladığı ikinciliğin tesadüfi olmadığını hepimiz biliyorduk. Bu yıl Başakşehir sadece başarı çıtasını bir üste taşımaya karar vermiş gözüküyor. 3 büyüklerin altın tepside sunduğu fırsatları değerlendirip 14. haftada liderlik koltuğuna oturdu. Diğer takımların istikrarsız sonuçlarını dikkate aldığımızda, Başakşehir için şampiyonluk hayal değil.

Bursaspor, Kayseri ve Göztepe, şu ana kadar beklentiler üzerinde başarı grafiği yakalayan takımlar oldu. Konyaspor, Antalyaspor ve Osmanlıspor ise geçen sezonu ve kadrolarını dikkate aldığımızda hayal kırıklığı yaşattılar. Yazının girişinde belirttiğim gibi ilginç bir sezon yaşıyoruz. Olmazlar oluyor. Kim bilir sezon sonuna kadar daha ne sürprizler yaşayacağız?

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin