AKP rejimi, anlamamakta ısrar ediyor: Adalet olmadan, ekonomi düzelmez

HABER-YORUM | İLKER DOĞAN

İnsanlar, ‘devlet adına çalıştığı’ ileri sürülen eli silahlı kişilerce siyah transporterlara bindirilerek kaçırılıyor. Hem de güpegündüz ve çocuklarının gözü önünde. Ve kaçırılan insanlardan haftalarca haber alınamıyor. Binlerce kadın, yüzlerce gazeteci, avukat, doktor, mühendis, ev hanımı ve öğretmen tutuklu. Bugün Türkiye’de annesiyle cezaevinde kalan 700’e yakın bebek var. Bir tarafta bunlar olurken, diğer tarafta AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ülkenin içinde bulunduğu krizi, ‘ekonomik reform’ paketiyle aşacaklarını anlatıyor.

Rejim, anlamamakta ısrar ediyor; Adaletin olmadığı, insanların mesnetsiz iddialarla tutuklandığı, yargı sisteminin iktidara bağlandığı bir ülkede ekonomik reform yapmak, kırık bir bacağa yara bandı yapıştırmaktan öteye gitmez. Önce doluluk oranı yüzde 125’leri bulan cezaevleri boşaltılarak, insanların adil bir şekilde yargılanması sağlanmalı…

Bunun son verilerini Ekonomist Mahfi Eğilmez paylaştı. Eğilmez, ‘ekonominin düzelmesi için önce ne yapılmalı?’ sorusunu yöneltti takiğpçilerine. Bir saatte 41 bin oy kullanıldı. Eğilmez anketin cevabını Twitter hesabından paylaştı. Kullanıcıların yüzde 86’sı ‘Hukuk reformu’ sadece yüzde 10’u ‘vergi reformu’ yapılmalı karşılığını verdi.

31 Mart’ta İstanbul, Ankara, Antalya gibi çok önemli büyükşehirleri kaybederek büyük bir şok yaşayan AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ilk iki konuşmasında ‘ekonomi’ vurgusu yaptı. Gelecek 4,5 yıllık süreçte seçim olmayacağına dikkat çeken Erdoğan, ‘yapısal reformlara’ odaklanacaklarını söyledi. Maalesef iktidar temsilcileri, meselenin sadece ekonomi olmadığını anlamamakta ısrar ediyor. Adaletli bir hukuk sistemi olmadan, düşünce ve ifade hürriyeti sağlanmadan, kişisel/temel hak ve özgürlükler Anayasal garanti altına alınmadan ekonomide yapılacak yapısal reformlar istenen etkiyi göstermesi mümkün değil. Zira ekonomik sistemin sağlıklı işleyebilmesi, üretime olduğu kadar etkin, adaletli, tarafsız ve bağımsız bir hukuk sisteminin varlığına da bağlı. Her şeye tek adamın karar verdiği, erkler ayrılığının yok olduğu bir ülkede bunu nasıl yapacaksınız?

ÖNCE CEZAEVLERİ BOŞALTILMALI

AKP iktidara geldiğinde 52 bin olan cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısı özellikle son dönemde rekor bir hızla artarak 264 bine yükseldi. Cezaevlerinin kapasitesi 211 bin. Kapasite fazlası mahkum sayısı 53 bin. Bugün Türkiye’deki cezaevlerinde 5 kişilik koğuşlarda 35 kişi kalıyor. Sağlık hizmetleri yetersiz. Ve bu cezaevleri ihmal, cinsel istismar, işkence, ölüm ve kötü muameleyle gündeme geliyor.

GERGERLİOĞLU: CEZAEVLERİNDE EZA ÜSTÜNE EZA!

Fiziki kapasitelerinin karşılayamayacağı düzeyde nüfus barındıran cezaevleri, temel hak ihlallerine ev sahipliği yapmaya devam ediyor. İnsan Hakları Savunucusu Ömer Faruk Gerlerlioğlu, kişisel Twitter hesabından bir paylaşım yaptı. Adalet Bakanlığı’nın Twitter kullanıcı adını ekleyerek paylaştığı mesajda şu ifadeleri kullandı: “Cezaevlerinde eza üstüne eza..! C.evlerinin 60.000 kisi fazla olması yetmiyor, her gün yeni bir kısıtlama! Bu sefer de iç görüş yapanlara aileyle görüş kısıtlılığı! Keyfi yasaklarınız insan hakkı ihlalidir!”

KADINLARA ‘UTANÇ’ VERİCİ EZİYET

Ömer Faruk Gergerlioğlu, bir başka paylaşımında ise Sivas başta olmak üzere bir çok cezaevinde yaşanan ve devam eden rezil bir uygulamayı gündeme getirdi: “Sivas cezaevi başta olmak üzere bircok cezaevinde ziyaretçi kadınların onurunu ayaklar altına alan uygunsuz ped kontrolü şikayetleri alıyorum. Eşinize, kızınıza bu muamelelerin yapılması karşısında sessiz kalır mıydınız?”

677 BEBEK ANNESİYLE TUTUKLU

AKP rejimi en çok da doğumhanelerin kapısında gönderdiği polisleriyle anılacak. Rejimin polisleri tarafından onlarca kadın doğumhaneden alınarak, yasaya bile aykırı olmasına rağmen bebeğiyle birlikte cezaevine gönderildi. Bugün 700’e yakın bebek annesiyle birlikte soğuk duvarların arasında. Tutuklu avukat sayısı 500’den fazla. Binlerce öğretmen, doktor, mühendis, asker, polis, ev hanımı ‘siyasi tercihlerinden’ dolayı cezaevinde.


En fazla tutuklu gazeteci Türkiye’de

Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), geçtiğimiz kasım ayında dünya üzerinde 251 gazetecinin hapiste olduğunu açıklamıştı. CPJ’nin rakamlarına göre, Türkiye’de devlete karşı suçlama ile hapse atılan gazeteci sayısı 68. Çin’de tutuklu gazeteci sayısı 47. Aynı raporda, 15 Temmuz’dan sonra Türkiye’de 100’den fazla basın kuruluşunun kararname ile kapatıldığı belirtiliyor. Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın geçtiğimiz şubatta açıkladığı sayısı göre ise cezaevindeki gazeteci sayısı 135. TGS, gazetecileri isim isim açıklamıştı.


Binlerce şirkete kayyım atandı

Yatırımcı ‘güvenli’ alanlar ister. Peki Türkiye öyle mi? 15 Temmuz’un ardından uyduruk gerekçelerle binlerce şirkete ‘kayyım’ eliyle gasp edildi. Geçtiğimiz ekin ayı sonu itibariyle TMSF, 42 ilde bin 4 şirkete kayyım olarak atandı. Bu şirketlerin 30 Eylül tarihi itibariyla aktif büyüklüğü 55,74 milyar liraydı. Söz konusu şirketlere tamamen siyasi gerekçelerle ve suçlamalara dönük hiçbir somut delil gösterilmeksizin el konuldu. Kanunların kişiden kişiye değiştiği, yargının siyasetin ’emir eri’ haline getirildiği ve hiç bir hukuki güvenceniz olmayan bir ülkede yatırım yapmak ister misiniz?

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin