Ahmet Davutoğlu’nun ilk hedefi parti kurmak değil, AKP içinde mücadeleyi kazanmak

Başbakanlığı sonrası suskunluğunu, kendisi için “seçilmiş son başbakan” vurgusuyla yaptığı açıklamayla bozan eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, AKP ile ipleri tamamen koparıp yeni parti mi kuracak, yoksa parti içinde kalarak “mücadele” mi yürütecek?

Davutoğlu’na yakın ekipte yer alan isimlerin BBC Türkçe’ye verdiği bilgiye göre, son açıklamasında sık sık “partimiz” ifadesini kullanan Davutoğlu, parti kurma konusunda aceleci davranmayacak.

Bunun yerine AKP içinde “demokratikleşme” tartışmasını başlatıp, hem parti tabanının nabzını ölçecek hem de parti içinde etkinliğini artırma stratejisi izleyecek.

Davutoğlu, bundan sonra daha “görünür” olacak.

Eski başbakana yakın bir kaynak, “Bundan sonra açıklamalarını daha sık göreceğiz. Demokratikleşme ve sisteme ilişkin konularda eleştirilerini, uyarılarını sürdüreceğini göreceğiz” değerlendirmesi yaptı.

‘Şimdilik parti içinde mücadeleyi sürdürme kararı aldı’

Ahmet Davutoğlu’nun parti içinde “görünür olma” kararının bir başka nedeni olarak da AKP’de yerel seçim sonrasında bir olağanüstü kongre olasılığı gösteriliyor.

Erdoğan, yerel seçimlerin hemen ardından, özellikle büyükşehirlerin kaybedilmesi nedeniyle “Değişime kendimizden başlayacağız” mesajı vermişti.

Bu kapsamda olağanüstü kongreye gidilerek, Erdoğan’ın AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu’nda değişiklik yapması olasılık dahilinde görülüyor.

Ahmet Davutoğlu’na yakın isimler, parti içinde geniş bir kesimin, cumhurbaşkanının aynı zamanda parti genel başkanı olmasının, sistemin işleyişi açısından birçok sıkıntı doğurduğu ve genel merkez ile cumhurbaşkanlığı arasında kopukluk yaşandığı görüşünde olduğunu savunuyor.

Davutoğlu da 22 Nisan’daki açıklamasında bu sakıncalara işaret ederek “Bu çerçevede, yeni sistemin en asli unsurlarından biri olarak görülen partili cumhurbaşkanlığı uygulaması, mevcut Cumhurbaşkanımızın şahsından bağımsız olarak yeniden değerlendirilmeli ve Cumhurbaşkanlığı ile parti genel başkanlığı görevlerinin bir arada yürütülmesinin doğurduğu sakıncalar giderilmelidir” önerisini getirmişti.

Eski başbakanın, olası bir olağanüstü kongre sürecini de dikkate alarak bu görüşlerini dile getirmek üzere şimdilik parti içinde mücadeleyi sürdürme kararı aldığı ifade ediliyor.

‘Babacan/Gül eksenli bir hareketin içinde değil’

Seçimlerden önce 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün desteğiyle, eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın liderliğinde yeni bir partinin kurulması ihtimali uzun süredir kulislerde konuşuluyordu.

Babacan’ın da, Davutoğlu gibi yerel seçimlerden sonra harekete geçeceği ifade ediliyordu.

Bu konuda gazeteci Sabahattin Önkibar, İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ’ın Babacan’la sohbetini aktardı. Babacan’ın şimdilik gelişmeleri izlediğini, yeni parti konusunda da “Arkadaşlarla konuşuyoruz” dediğini ve olası bir yeni parti oluşumunda Davutoğlu ile birlikte hareket etmeyeceğini söylediğini yazdı.

Davutoğlu cephesinde de aynı şekilde, Babacan/Gül eksenli bir hareketin içinde olunmadığı belirtiliyor. Davutoğlu’na yakın isimler, Babacan’ın yeni bir parti kurmasının da zor olduğu görüşününü savunuyorlar.

‘İhtiyaç var ki, yeni konuşuluyor’

Yeni parti kuruluşu için tabandan başlayarak zemin yoklayan Davutoğlu’nun ne zaman ve hangi koşullarda böyle bir adım atacağı ise net değil.

Davutoğlu’na yakın eski bir milletvekili, “Sayın Davutoğlu bu konuda bir şey açıklamadıkça, bütün yorumlar spekülatiftir. Ama ihtiyaç var ki, birilerinin gönlünden geçiyor ki, yeni parti konuşuluyor. Sayın Davutoğlu, şu anda geziyor, konferanslar veriyor, eleştirilerini oralarda dile getiriyor. Şu anda bir parti girişimi yok ama bu yarın olmayacağı anlamına gelmez” diye konuştu.

AKP’de karşılık buluyor mu?

Bazı eski milletvekillerinden, bürokratlardan, aktif siyasetçilerden ve parti içinden destek aldığı iddia edilse de, Ahmet Davutoğlu AKP içinde çok karşılık bulmuşa benzemiyor.

Zira başbakanlığı döneminde de Davutoğlu’nun parti içinde Abdullah Gül gibi bir “ekibi” olmadığına dikkat çekiliyor.

Parti yöneticileri ve milletvekilleri içinde hem yerel seçimlerde izlenen stratejiden memnun olmayan, hem de İstanbul seçim sürecinin uzamasından rahatsız olan bir grup olduğu biliniyor.

Özellikle Erdoğan’ın seçim sonrasında “kızgın demiri soğutma zamanı” diyerek yaptığı “Türkiye İttifakı” çağrısını destekleyen bu kesim, MHP ile ittifak yapılmak zorunda kalınmasından da hoşnut değil.

Ancak AKP’de, seçim sonrasında öz eleştiri yapılması gerektiğini ifade eden bir kesim olsa da, Erdoğan’ın liderliğini tartışmaya açacak herhangi bir girişime sıcak bakılmıyor.

P

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin