ABD’den şok karar: Türkiye’den yapılacak vize başvuruları askıya alındı

ABD, Türkiye’den yapılacak vize başvurularını durdurdu. ABD’nin Ankara Büyükelçiliği, büyükelçilik ve konsolosluklara giden ziyaretçi sayısını en aza indirgemek amacıyla Türkiye’deki tüm ABD diplomatik misyonlarındaki göçmen olmayan vize hizmetlerini askıya aldığını açıkladı.

Böylelikle, ABD’nin vize vermediği ülkeler olan “Suriye, Irak, İran, Libya, Somali, Sudan ve Yemen”in yanına Türkiye de eklenmiş oldu.

Türkiye’den ABD’ye vize misillemesi

ABD’nin Türkiye’den vize başvurularını durdurmasına Türkiye’den misilleme geldi. Türkiye, ABD vatandaşlarının vize başvurusunu askıya aldı.

ABD’nin Ankara Büyükelçiliğince yapılan yazılı açıklamada ise, “Son zamanlarda yaşanan olaylar, ABD hükümetini, Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin ABD misyonunun tesisleri ve personelinin güvenliğine ilişkin taahhütlerini yeniden değerlendirmek zorunda bırakmıştır.” ifadelerine yer verildi.

Açıklamada, söz konusu değerlendirme sürecinde büyükelçilik ve konsolosluklara gelen ziyaretçi sayısını en aza indirgemek amacıyla şimdiden geçerli olmak üzere, Türkiye’deki tüm ABD diplomatik misyonlarındaki göçmen olmayan vize hizmetlerinin askıya alındığı kaydedildi.

Elçiliğin açıklamasında belirtilen “göçmen olmayan vize türleri”nin kapsamı belli oldu:

(A, G, NATO) Diplomatik ve Resmi Vizeler
(B) İş, Turizm, Tıbbi Tedavi
(C) ABD’den Transit Geçiş
(D) Mürettebat Vizesi
(E1/E2/E3) Tüccar / Yatırımcı Vizesi
(F/M) Akademik Eğitim veya Dil Öğrencisi / Mesleki veya Akademik Olmayan Eğitim Vizeleri
(J) Değişim Programı
(H, L, O, P, Q, R) Geçici İşçi /Çalışma veya Staj Vizesi
(I) Basın Mensubu ve Gazeteciler

ABD Büyükelçiliği’nin açıklaması şöyle;

 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. Iletişimde “beden dili”, “sözden” ve “söyleme tarzından” daha önemlidir.
    Bütün yaşananlardan sonra ABD’nin bir tepki vermesi kaçınılmazdı ama böylesi bir hareketi kimse beklemiyordu sanırım.
    ABD bir tek bu kararıyla çok şey anlattı:
    Öncelikle: “Almanya’dan ve diğer AB ülkelerinden çok farklı olduğunu” ortaya koydu. Almanya, vatandaşlarının hapsedilmesine karşın böyle bir yola tevessül etmedi. Hükümete kızıp faturayı vatandaşlarımıza kesmedi. ABD ise, “eğer hukuksuzluklar ABD’nin şahsiyetine yönelirse, ABD Başkanının Türkiye’deki temsilcisi olan Büyükelçisine medya aracılığıyla hakaret edilirse -hatta alenen sövülürse- gereğini yaparız. Alınacak önlemler arasında vatandaşlarınızı mağdur edip, Hükümete karşı yöneltmek bile vardır” dedi.
    Bu kararla “siz bizim yapabileceklerimizi hesap bile edemezsiniz; hiç beklemediğiniz bir anda, hiç beklemediğiniz bir şekilde istediğimizi yapabiliriz” dedi.
    Aynı zamanda: “bizim bütün işlerimiz şeffaf. Cumhurbaşkanınız yalan söyler; kalkıp “yalan söyledi” deriz. Azerbaycan. Pakistan ve Malezya’dan yaptığınız gibi bizim adamlarımızın bazılarını ayartıp bazı Türkleri ABD dışına kaçırmaya kalkarsanız, ayarttığınız Başkan’ın en yakınlarından bile olsa onu bulur cezalandırırız. Parayı vereni de bulur ve gereken neyse yaparız. Cumhurbaşkanınızın korumaları bizim ülkemizde göstericilere kanunlara aykırı şekilde güç kullanırlarsa tutuklarız, tutuklama kararı çıkarırız. ABD’ye karşı suç işleyen Bakanınız bile olsa tutuklanması kararı çıkarırız. Eğer akredite olmuş Büyükelçimizin ardından “günah defteri” vs. deyip hakaretler yağdırırsanız, çalışanlarımızı casuslukla suçlarsanız vize işlemlerini askıya alırız. Ve bütün bunları da dünyanın gözü önünde yaparız” dedi.
    Aslında bu açıklamanın hemen altında “siz hangi kafayla, Kürt Referandumuna karşı, sınırları kapatıp Irak’ı aç bırakmakla tehdıt edebiliyorsunuz. siyasi iradenin yaptıklarıyla, halkı cezalandırılabiliriz mi diyorsunuz? Alın, sizden önce sizinle sınırları vize bağlamında kapatayım da görün gününüzü” dedi.
    Tabii şimdi sorulmaya başlanacaktır. Aramızın bozuk olduğu diğer AB ülkeleri de böylesi bir harekekette bulunabilir mi? Böyle bir şeyi düşünmek bile korkunç…
    Merak etmeyin, ABD Büyükelçiliği’nin bu hareketi Pazar günü yapması bile piyasaları daha az etkilemesi demektir ki, bu da “isteğimiz bize karşı daha dikkatli olun; tavrınızı düzeltin. Yoksa gerisine karışmayız” anlamını taşır. Türkiye bu hareketten gereken mesajı alır; ABD’ye karşı tavrını düzeltir ve birkaç gün içinde mesele kalmaz.
    Herhalde Türkiye yarın ABD Büyükelçiliğine bir ultimatom verip, “böylesi bir hareketi kabul etmiyoruz” diyerek meseleyi tırmandırmayacaktır.
    Bir kısım zeka özürlüler, darbe tiyatrosunun senaryosunu ABD’ye ihale ederlerken, Türkiye’de yaşananların ve yaşanmakta olanların, halkın büyük kısmının ABD ve Batı aleyhtarlığını arttırdığını görmezden geliyorlar. Peki ABD ve AB ülkeleri bunu görmüyorlar mı? Görüyorlar elbette. Istedikleri, Türkiye’nin daha fazla diktatoryal bir yapıya evrilmemesi; uluslararası güvenilirliğini yitirmemesi; evrensel hukuk kurallarından uzaklaşmaması, Batı ile işbirliğini daha fazla bozmaması.
    ABD de, diğer Batı ülkeleri de Türkiye’nin “stratejik işbirliğini bozmasından” ve “güvebilirliğini yitirmesinden” hazetmiyorlar…

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin