15 Temmuz: Aslanı sırtlana boğduran kumpas!

YORUM | OSMAN ERTÜRK

Üzerindeki sis perdesi her gün aralanan bir “Kumpas”, “Proje” veya “Allah’ın lütfu” denen, yüz yıllık tarihimizde belki de insanımıza yapılmış en büyük kötülüğün üçüncü seneyi devriyesi yaklaşıyor. Dört gün sonra, hiç hatırlamak istemediğimiz 15 Temmuz tiyatrosunun üçüncü yılı dolacak. O kadar çok boyutu olan bir hadise ki, her boyutu onlarca yazıda değerlendirilmeyi hak ediyor. Aldatılıp pis bir tuzağa düşürülen askerler, sokakta şehit edilen 251 insan, binlerce gazi, işinden olan iki yüz bine yakın mağdur, tutuklanıp hapse düşen mazlumlar, gurbete çıkanlar, Meriç’te boğulanlar, kapatılan binlerce kurum ve silinen değerli hafızalar, haramilikle çökülen helal mallar ve şirketler…

Yazmakla ve anlatmakla bitmeyecek mağdur hikayeleri bir tarafta duruyor. Diğer tarafta ise bu işin baştan beri tuzak ve proje olduğunu bilen küçük bir elit kumpasçı, köşe bucakta pusuda bekleyen, insan öldüren sniperlar, sosyal mühendisler ve Yenimahalle’nin kana susamış canileri.

Kendi ağızlarıyla bunu “Allah’ın lütfu” ve “Proje” olarak tanımladıkları için çok uzağa gitmeden kim olduklarını bulmak kolay. Olay mahallinde elinde kanlı bıçakla yakaladığımız, bir ifadesi diğerini tutmayan, mahkemelerden köşe bucak kaçan, komisyonları takmayan bir grup katil var. Onlar, milyonlarca insanın umutlarını, vatan aşkını, bayrak sevdasını gözünü kırpmadan katlettiler. Diğer taraftan o meşum hadisede ne olduğunu bilmeden, bir çağrıyla sokağa çıkan ve pisi pisine ölenler ile diğer tarafta niye kışladan çıktığını bilmeden kör bir kurşuna hedef olan her masumda o kumpasçıların hesabına yazılacak birgün.  Ülkeye hukuk bir gün tekrar döndüğünde, sayıları az olduğu için bu kumpasçı güruhun tespit edilmesi ve adil yargıda hesap vermeleri memleketin namus borcu olmuştur artık.

Şunu açıkça söylüyorum. En akıllı, yetenekli ve liderlik özelliği olan askeri yönetim, en aptal, beceriksiz ama seçilmiş siyasi yönetimin yanında benim için bir hiçtir. Sonuçta seçmenin üzerinde fikir birliğine vardığı kararı, güçle değiştirmeye çalışan kişi gökten zembille inse, siyasetçinin yanında durmak gerektiğini düşünüyorum. 15 Temmuz 2016 tarihindeki siyasi şartlara bakıp, gerekli analizleri yaptığımızda şu sonuca varmamız mümkün. O günün şartlarında bir darbe yapılması için gerekçe yokken böyle bir adım atan asker için iki seçenek masada durmaktadır. O asker ya aptaldır, ya da kumpasa düşürülmüştür. Üçüncü şıkkı olmayan bir test bu. Eldeki deliller ve son tahlilde ulaştığım sonuç şu:  1- Yıllarını taktik ve stratejik hareketle geçiren kurmay bir zekânın, ülkenin gidişini okuyamadığı ve isteyerek darbe yapacağı hususu mantıklıca görünmüyor. Onların aptal olmadığını düşünüyorum. 2- Geriye kalan diğer şık ise, yüzlerce insanın emir konuta zinciri içerisinde pis bir kumpasa getirdikleri. Bu alternatif eldeki mahkeme dosyaları, Hizmet Hareketi’nin duruşu, askerlerin duruşma tutanakları ve ifadeleri, Adil Öksüz’ün hala ortaya çıkmamış oluşu, kumpasçı güruhun birbiriyle çelişen ifadeleri ve ağızlarından kaçırdıkları, Dünya’daki istihbarat örgütlerinin raporları, üç yıllık süreçte diktatörlüğe giden siyasi iktidarın bu olayı kendi çıkarı için yaptığını gösteren yüzlerce delil, bir bütün olarak değerlendirildiğinde “Kumpas” açıkça “Ben buradayım” demektedir.

Yukarıdaki tezi çok önceden ortaya koyan, AKP’nin Gaziantep eski Milletvekili Şamil Tayyar, 15 Temmuz için “Ben hala 15 Temmuz’un aydınlanmadığını düşünüyorum. Daha önce bir laf ettim, dedim ki; 15 Temmuz gerçek manada eğer aydınlanırsa, bugün kahraman dediklerimizin aslında darbenin içinde olduğunu belki de göreceksiniz, belki de bugün hain diye suçladığınız bazı isimlerin aslında tam tersi olduğunu göreceksiniz. Çünkü 15 Temmuz hala aydınlanabilmiş değil.” Evet. Kulağı delik Tayyar’ın söylediği şey eksik olsa da aslında hakikatin ta kendisi. Canlı yayın talep edilen mahkemelerin duruşma tutanaklarına ve dava dosyalarının birçoğuna hali hazırda ulaşmamız mümkün değil. Bırakın canlı yayını, etkin bir soruşturma yapıp deliller toplanmadığı için resmin tamamı bir türlü ortaya çıkmıyor. Resmin tam görünmesini engelleyen ve hain olmaktan korkan darbenin asıl failleri “Başkan, yeni yetme bakan ve sır küpü” olmasın sakın! Yukarıda Tayyar’ın bahsettiği hakikat elbet bir gün ortaya çıkacak. Yüzbinlerce mağdur ve mazlumun hakkı için bunu yapmak hepimize bir borç ve sorumluluk değil mi?

Dünya kumpasın farkında

Evet, kanlı bir projeydi 15 Temmuz. Üzerinde iyi çalışılmış, ince işçilik ve şeytanca atraksiyonların olduğu bir kumpastı. Detaylarını kaç yıl daha gizlemeyi başaracaklar şimdilik bilmiyoruz ama ortaya çıkan her yeni bilgi çakalların uykusunu kaçırmaya yetiyor. Hizmet Hareketi’nin üzerine yıkılmaya çalışılan, onunla ilinti kurulan insanlara ihale edilme gayreti hep yetersiz kaldı/kalıyor. İyot gibi açığa çıkan kumpasçı, adı barış ve kardeşlikle anılan bir gruba dâhil olabilir mi acaba? İlk dakikada isim zikreden kumpasçılar aslında bu işin faili olmaz mı? Yüzbinlerce seveni olan bir hareketin, kurumsal olarak bu işin dışında olduğu gün gibi ortada değil mi? 50 yıldır karınca incitmemiş insanlar, zorla siyasi iktidar mı incitir? Üç yıldır ellerindeki tüm medya gücü ve diğer imkânları bunun için kullanıyorlar ama sadece iki kişinin söylediği iki cümle bu kurguyu darmadağın ediyor. Biri eski MİT Müsteşarı Emre Taner’in TBMM 15 Temmuz Araştırma Komisyonu’na verdiği ifade. Orda şöyle diyecekti Taner: “15 Temmuz, sadece ve sadece FETÖ’nün ve grubunun anlayışıyla realize edilmiş bir faaliyet olamaz. FETÖ’nün boyu kısa kalır.” Cümlesi ne olduğunu çok iyi ifade ediyor. Diğer taraftan,  CHP Milletvekili Dursun Çiçek’in söylediği “Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki cemaatçilerin oranı yüzde 10”  derken bunu bilmeden, inanmadan söylediğini düşünmek yanlış olur. Sadece askeri açıdan baksanız bile, bu hal ve imkânlarla bir darbeye kalkışmak, “Aklını peynir ekmekle yemek” değil midir?

Diğer taraftan Dünya’yı avuçlarının içinde tutan istihbarat örgütlerinin bu işe ne dediğine bakarak da daha isabetli bir sonuca ulaşmak mümkün. Çünkü bulunduğumuz coğrafyanın akıl almaz riskleri ve batıya güven vermeyen siyasi-bürokratik yöneticilerimiz onların her zaman takibinde oldu. Bu kifayetsiz idarecilerimizin attığı her adımı, siyasi ve askeri manevraları birileri takip ediyor. 17 Aralık’ta bunun örnekleri teker teker ortaya çıktı çünkü. Bölgemizdeki terör olayları ve yansımaları, sığınmacıların güzergâhı, Rusya ile ilişkiler batıyı tehdit ediyor. Bunun için sürekli gözleri üzerimizde. 15 Temmuz kumpası ile alakalı da bu takibatın olmadığını söylemek yanlış olur. Eğer aksi bir kanaatleri olsa şimdiye kadar Dünya hizmet mensuplarına dar gelmişti bile!

Darbe kumpasının birkaç ay sonrasında batının istihbarat örgütlerinin açıklamaları işin rengini ortaya çıkardı. Örneğin Alman istihbaratı BND’nin başkanı Bruno Kahl, 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında Fethullah Gülen’in olduğuna dair inandırıcı bir delil olmadığını, ikna edilemediklerini açıkladı. Avrupa Birliği İstihbarat Merkezi Intcen’in raporu, NATO kaynakları, İngiltere Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu ve ABD Kongresi raporları hep birden Hizmet Hareketi’nin kurumsal olarak bu işin içinde olmadığını belirtecekti.

Şunu üzerine basarak tekrar ifade edelim. Ellerindeki dev medya gücü ve diğer baskı mekanizmaları sayesinde, 15 Temmuz’un aslını ve hakikatini unutturmaya çalışıyorlar. Kendilerince çizdikleri senaryoyu konuşup, sadece o senaryoyu vitrine koyuyorlar.  Olayı farklı bir mecraya sokmak, sosyal mühendisliği iyi bilen bu senaristlerin hayatta kalma nedeni. Birkaç gün sonra göreceğiniz üzere, kendilerinin hikâyesini yazdığı çakma 15 Temmuz’u hatırlatmak için büyük törenler ve anma programları yapacaklar. Çünkü gerçekleri unutturmaya çalışmaları lazım. Hakikati ortadan kaldırıp, kendi hikâyelerini satın almamızı istiyorlar. Gerçekler konuşulduğu zaman, hiç şüpheniz olmasın bir ay içinde camdan inşa ettikleri 15 Temmuz kulesi yıkılıp paramparça olacak. Heyelanlı bölgeye dikmeye çalıştıkları gökdelen büyük bir gürültü ile çökecek. Ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, eninde sonunda bu zalim kumpasları açığa çıkacak. Tarihimizde eşi benzeri görülmemiş kumpastan demokrasi bayramı inşa etmek mümkün değil zira.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin