HABER-YORUM | HASAN CÜCÜK
Fransa, grubun zayıf halkası Avustralya’yı 2-1 yenmesine karşılık ortaya koyduğu oyun tatmin etmedi. 26 yaş ortalamasıyla kupanın en genç ikinci takımı olan Fransızlar’ın sahada ’10 numara’ eksikliği dikkatleri çekti. Fransa tarihine yolculuk yaptığımızda başarının takımı bir maestro gibi yöneten ‘10 numara’ ile geldiğini görüyoruz.
Fransa’nın uluslararası arenadaki ilk başarısı 1984 Avrupa Şampiyonası’nda gelmişti. Evinde düzenlenen turnuvada Fransızlar tarihlerinde ilk kez Avrupa şampiyonu olmuştu. Başarıyı getiren isim ise Michel Platini olmuştu. Takımın orta sahadaki beyni olan Platini, sadece oyunu yöneten isim olmakla kalmamış attığı 9 golle de kupaya damgasını vurmuştu. Platini’nin güzel oyununa Alain Giresse ve Jean Tigana eşlik edince Fransızlar için kupaya uzanmak zor olmamıştı.
Fransa’nın ikinci büyük başarısı yine ev sahibi olduğu 1998 Dünya Kupası’nda gelmişti. Bu kez sahnede ‘10 numara’ olarak Zinedine Zidane vardı. Zidane, takımı orkestra şefi gibi yönetmişti. Tekniğini aklıyla buluşturan Zidane’ye Patrick Vieira ve Didier Deschamps gibi oyuncular eşlik ediyordu. Fransa tarihinde ilk kez Dünya Kupası’nı kaldırırken ’10 numara’ Zidane kupaya damga vuruyordu. Euro 2000’de Fransa yine Zidane önderliğinde kupanın sahibi oluyordu. Finalde İtalya ile karşılaşan Fransa beraberlik golünü maçın son dakikasında buluyordu. Zidane golü getiren atağı yönlendiren isim olurken, kameraların yakın çekiminde yüz ifadesindeki soğukkanlılık dikkat çekiyordu. Kupa elinizden kayıp gitmek üzere ama takımın beyni oldukça sakin ve kendinden emin olunca son dakikada olsa gol geliyordu. Uzatmalarda Trezeguet’nin altın golüyle Fransa, Avrupa şampiyonu oluyordu. Zidane yıllar sonra 2006 Dünya Kupası’nda takımını finale taşıyordu ama diğer oyuncuların desteği yeterli olmayınca kupa İtalya’ya gidiyordu.
Fransa’nın 3 tarihi başarısında 10 numaralar başrol oynadı. Zidane’nin futbolu bırakmasıyla Fransa 10 numara sıkıntısı yaşadı. Nitekim Zidane’siz ilk Dünya Kupası 2010’na takım içindeki huzursuzluklar ve çekişmeler damgasını vurmuştu.
10 numarasız seyreden Fransa gemisi Paul Pogba ile yeni orkestra şefini buldu yorumları yapılıyordu. Juventus’ta ortaya koyduğu futbolla 105 milyon Euro’ya Manchester United’e transfer olan Pogba, ilerleyen yıllarda 10 numaradan ziyade apır işçi pozisyona yaklaşıyordu. 2014 Dünya Kupası ve Euro 2016’da Pogba, kendinden beklenen liderliği yerine getirme sıkıntısı yaşıyordu.
Rusya’ya 25 yaşında gelen Pogba yavaş yavaş futbolunun oldunluk dönemini doğru ilerliyor. Artık geminin dümenine geçip, rotayı belirlemesi bekleniyordu. Zira, takımın diğer yıldız oyuncuları Kylian Mbappe ve Ousmane Dembele genç ve tecrübesiz, Antoine Griezmann ise liderlik pozisyonundan oldukça uzak bir isimdi. Avustralya karşısında oyunu rakip alana yıkan ancak soğukkanlı oynamayan bir Fransa vardı. Golü bulmak için olgunlaşmadan yapılan ataklar birer saman alevi gibi sönüyordu. İşte bu noktada gözlerin çevrildiği isim Pogba oluyordu. Topu ayağına alacak, oyunu sakinleştirecek, hızlı atak yapıp topu kaptırma yerine sakin oynamayı telkin edecek bir Pogba’ya ihtiyaç vardı. Evet Pogba golünü atıp, 3 puanı getiren isim oldu ama ne Michel Platini ne de Zidane gibi 10 numara görüntüsü verdi. Fransa başarıya ulaşmak istiyorsa 10 numarasını hızlı bulması gerekiyor. Bunun için tek aday Pogba. Bakalım bizi yanıltıp, sonraki maçlarda sazı eline alacak mı?
10 numaranın ne anlama geldiğini Fransa milli takımının uzun yıllar sol bekinde oynayan Bixente Lizarazu’nun şu sözleri açıklıyordu; ‘Takım olarak ne zaman bunalsak gözümüz Zidane’yi arıyordu. Top Zidane’nin ayağına geldiğinde hepimiz rahatlıyordukl. Çünkü sadece o takımı rahatlatıp, baskıyı yıkan isim oluyordu.’
